KİMİN UMURUNDA

Oğlum yüzme bilmez ki” diyen anayı hepimiz yüreğine düşen ateşle tanıdık. Yüzünde, yaşadığı hayatın izlerini taşıyan bu çilekeş Anadolu kadınına en büyük darbeyi vurdular. Bir de evlat acısı yüklediler o yüreğe, o gözlere.

“Gitme” dedi oğluna çoğu ana, çoğu eş. Kimi zaman aklı eren çocuklar sarıldı babaların dizlerine “gitme” diye. Çaresizdi madenci. Daha 6 ay geçmemişti 301 canın yitirilmesinin üzerinden ama gözünde arkadaşları, yüreğinde sızı da olsa gitmek zorundaydı. Açlık ve canı çatıştı. Açlık kazandı çatışmayı. İndi madene. Güya torba yasa çıkmıştı bir gecede. Maden işletmeleri büzdüler ağzını bu yasanın da. Gelen güvenlik denetçileri ne kadar denetliyordu madenleri geçen maden katliamında gördük. Maden işletmeleri çıkan kanunla azalan menfaatlerini işçiyi daha da ezerek örneğin yemek vermeyip evden getirdiklerini ocakta yemeleri için zorlayarak hatta daha önce gördüğümüz gibi üstlerinden ocağı kilitleyerek telafi ettiklerini sandılar. Acımadılar hiç… 10 bin ton suya gark ettiler onları. Kod farkı mod farkı onlar için önemli değildi. Çünkü hayat onların hayatı değildi…

Ya 4000 günü tamamlayacaksın ya da aç kalacaksın. Tercih işçinin.

Peki diğer madenlerde durum bundan farklı mı? Daha kaç katliama gebe kaç maden var? Kurbanlık koyun gibi kaç madenci her gün iniyor o ölüm çukuruna? Kim dur diyecek buna?

Her şeyi fıtrata bağlayanlar kendileri mecbur kalsalardı bu duruma acaba fıtratı ağızlarına alabilecekler mi?

İnsanı sömüren, değersizleştirenler sadece maden sektöründe değil biliyorsunuz. Daha dün İsparta’da işçi taşıyan servis aracında 17 işçi öldü. Sebepse 26 kişilik araca 46 kişinin doldurulmasıydı. Aslında kurtulanların dediğine göre daha önce o minibüse 87 kişi binmişler. Bence Guinness Rekorlar Kitabı gözlemcisini de çağırsalarmış da bir işe yarasaymış o akıl almaz durum. Tüm bunlar ne için biliyorsunuz değil mi? Günlük 35 lira yevmiye için…

Madenlere geri dönecek olursak daha yaşam odası yaptırmış olan bir işletme yok. Pahalı ya… İnsan hayatı ne ki! Ankara’da bazı ünlü kebapçılar, restoranlar kozmik odalar yaptırmışlar. Kim için? Madenciler için değil tabii ki. VİP siyasetçiler ve iş adamları için. Konuşmaları dinlenmesin diye. Özel şifreli cart curtlu kısımlarda yemek yiyerek konuşacaklar. Acaba o ünlü yerlere ve o yerlerde bu özel hizmetten yararlananlara “bak dün karısının karnındaki oğluna koşup patik alan adam bugün oğlu doğarken öldü” deseniz… Aman sakın söylemeyin! Önemli şeyler konuşuyorlar onlar. Rahatsız etmeyin…

Yorum yapın