Cumhuriyet Tarihinde Şeriat Devleti Getirme Girişimleri

Evet, başlığı okuduğunuzda aklınıza muhtemelen Kubilay’ın şehitliğiyle sonuçlanan o mahzun Menemen Vakası gelmiştir. Cumhuriyete karşı yürütülen ve bazı mihrakların oyununa gelen saf ve art niyeti olmayan kişiler tarafından gerçekleştirilen bu elim hadise Cumhuriyet tarihimizde kara bir leke olarak durmaktadır. 23 Aralık 1930’da başlayan ve irticai bir hareket olarak nitelendirilen Menemen olayıyla ilgili detaylı bir araştırmayı siz değerli kullanıcılarımızın huzuruna sunuyoruz. Soru ve cevap şeklinde ilerleyen bu yazıda meneme olayıyla alakalı kafanızda herhangi bir soru işaretinin kalmayacağını ümit ediyoruz.

“23 Aralık 1930′da Menemen’de alçakça gerçekleştirilen gerici kalkışmanın 81′inci yıl dönümü…”
Olay sırasında gözü dönmüş yobazlarca başı bağ bıçağı ile kesilerek kopartılan Asteğmen Kubilay ve hunharca öldürülen iki Bekçimiz anısınıa kaleme aldığım yazı aşağıdadır…
Günümüzde de Atatürk’ün, Atatürk’un kurduğu düzenin, Atatürkçülerin, Ulusalcıların hedef alındığı göz önüne alıdığında, TEHLİKENİN BÜYÜKLÜĞÜ VE YAKINLIĞI GÖRÜLECEKTİR…
Gericiliğin ve yobazın cüretini kırmak için güçlü ve uyanık olmamız gerektiğini anımsatıyor ve saygılarımı sunuyorum…
1. MENEMEN OLAYI NEDİR? NE ZAMAN OLMUŞTUR? NELER OLMUŞTUR?
Menemen Olayı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, laik ve demokratik yapısını hedef alan gerici bir ayaklanma girişimidir.
Menemen’de 23 Aralık 1930’da Şeriat isteyenlerce Asteğmen Kubilay’ın öldürülmesi, Genç Cumhuriyet Rejimi’nin 1925 yılındaki Şeyh Sait İsyanından sonra tanık olduğu ikinci önemli irtica olayıdır.
Ulusal uyanış ve kurtuluşla gerçekleştirilen Laik Cumhuriyet düzenine düşman tarikat şeyhleri, 81 yıl önce, çağdaş bir ulus için yüz karası sayılacak bir eylemde bulunmuş, Cumhuriyeti korumakla ve onu yaşatıp yükseltecek kuşakları yetiştirmekle görevli yedek-subay öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay’ı Menemen’de şehit etmişlerdi.
Cumhuriyetin ilanına, Halifeliğin kaldırılmasına karşı olan ve Türk Devrimine karşı sık sık güç denemesine yönelen gericiler, Serbest Fırka Partisinin kuruluşunda, iktidara karşı oluşan tepkilerden de cesaret alarak, partinin kapatılmasından kısa bir süre sonra, 23 Aralık 1930’da MENEMEN’DE bir ayaklanma girişiminde bulundular.
23 Aralık sabahı; isyancılar, Menemen’de toplandılar. Müftü camiinde sabah namazı kılındıktan sonra; Derviş Mehmet, camide toplanan kalabalığa; “Ankara Hükümeti’ni düşürüp, ikinci Abdülhamit’in oğlu Selim’i halifeliğe getireceğini, Menemen’in yetmiş iki bin Müslüman Arap tarafından kuşatıldığını”bildirdi ve halkın yeşil bayrak altında toplanmasını istedi.
Halkın da katılmasıyla olay, kısa sürede ayaklanmaya dönüştü. Asiler yeşil bayrak altında hükümet konağına yürüdüler.
Derviş Mehmet, Hükümet Konağının önünde yaptığı konuşmada da:
“Şapka giyen kâfirdir. Din elden gidiyor. Saltanatı ve Hilafeti geri getireceğiz” diyerek, “kendisinin Peygamber olarak geldiğini, ’Şeriatı’ uygulayacağını ve herkesin şapkasını çıkartıp kendisiyle birlikte “ZİKİR” etmesini” istedi.
Olayı öğrenen İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Fahri, hemen olay yerine gitmiş, ancak gericileri yatıştıramayınca, Hükümet Konağına giderek, telefonla 43.P.Alay ve Garnizon Komutanlığından yardım istemiştir.
Menemen Garnizon Komutanlığı; karışıklık çıktığını öğrenince, kalabalığı dağıtmak üzere, askerliğini yedek subay olarak yapmakta olan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay komutasındaki birliği görevlendirmiştir.
1906 doğumlu Mustafa Fehmi Kubilay; Bursa öğretmen okulunu bitirmiş, Cumhuriyet ilkelerine bağlı askerliğini yedek subay olarak yapan bir öğretmendi.
Mustafa Fehmi Kubilay, olayı bastırmak için birliği ile birlikte asilerin üzerine yürümüş, ikazla dağılmayan topluluğu korkutarak dağıtmak amacıyla; manevra fişeği taşıyan askerlerine havaya ateş emrini vermiştir.
Asiler dağılmamışlar, manevra fişeklerinin etki etmediğini anlayınca da; “Kendilerine kâfir mermilerinin zarar vermeyeceğini” söyleyerek askerlere saldırmışlardır.
İsyancılar, Kubilay’ı önce yaralamışlar, sonra da Kubilay’ın yaralı olarak sığındığı caminin musalla taşında başını kesip yeşil bayrağın tepesine takarak bir süre Menemen sokaklarında dolaştırmışlardır.
Bu sırada kendilerine engel olmak isteyen Şevki ve Hasan adlı iki bekçiyi de öldürmüşlerdir.
Olay yerine gelen yeni askeri birlikler; isyancıları dağıtmış; bu arada kendisini mehdi ilan eden yobaz Derviş Mehmet ve iki adamını öldürmüşlerdir.

2. MENEMENDE AYAKLANMA GİRİŞİMİNDE BULUNANLAR KİMLERDİR? NEREDEN GELMİŞLERDİR?
Ayaklanmanın lideri; Derviş Mehmet, Nakşibendî Tarikatı’nın Manisa ve Balıkesir sorumlusu Laz İsmail Hocanın kışkırtmasıyla, kendisini MEHDİ ilan eden ve Manisa’da gizli toplantılar düzenleyen gözü dönmüş bir Nakşibendî yobazıdır.
Bu kişi, ortamı elverişli bulunca, Müritleri; Sütçü Mehmet, Mehmet Emin, Şamdan Mehmet, Nalıncı Hasan, Ramazan ve Küçük Hasanla birlikte Menemen köylerini dolaşmaya ve “Din elden gidiyor” yaygarasıyla köylerde halkı ayaklandırmaya çağırmıştır.
Menemen’e Manisa’dan gelmişlerdir.
3. AYAKLANMA GİRİŞİMİNDE BULUNANLARIN AMAÇLARI NE İDİ?
İsyancıların, istedikleri Şeriattır. Karşı çıktıkları ise Laik Cumhuriyettir, Atatürk İlkeleri ve Devrimidir.
Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyetini yıkmaktır amaçları.
Şeriatçılar, Cumhuriyetin önüne engeller koymaya çalışımışlar. Kendilerine ‘dur’ diyenlere saldırmışlardır.
İnancın; görüntüde değil, şekilde değil; gönüllerde, zihinlerde yaşaması yaşatılması gerektiğini bilmezden gelmişlerdir.
4. AYAKLANMA GİRİŞİMİ SIRASINDA, MENEMEN HALKININ TAVRI NASIL OLMUŞTUR?
Olay sırasında; çevreden toplanan halkın bir bölümü bu gelişmeleri tepkisiz olarak izlemiş, bir bölümü de bu korkunç olayı alkışla desteklemişlerdir.

Yorum yapın