Atanamayan Öğretmenler: Kanayan Yara

Neden atanamıyorlar? Nasıl Atanırlar?

Bu makalemizde toplumsal bir yara olan “Atanamayan Öğretmenler” meselesini çözüm odaklı olarak inceleyeceğiz. Öncelikle atanamayan öğretmen ne demek onun bir tanımını yapalım! Atanamayan öğretmen; öğretmen olması için gerekli diplomayı almış eğitim Fakültesi mezunlarını ve Fen edebiyat fakültesi mezunu ise Tezsiz Yüksek lisansını ya da eğitim formasyonunu başarıyla tamamlamış ancak kadro olmadığı için ya da Kpss’den düşük puan aldığı için ataması yapılmamış öğretmen adaylarına verilen isimdir. Bu noktada bazılarının aklına -KPSS’den yüksek puan alsın atansın fikri gelebilir aslında bu kadar basit değil KPSS’den ilk 10’a giren ancak ataması yapılmayan Öğretmen adayları var bu durumu da şöyle izah edelim mesela tarih branşından yaklaşık 16 bin mezun var alınan tarih öğretmeni sayısı ise 100-150 civarında bu demek oluyor ki mezunların sadece %1’i öğretmen olma şansı yakalıyor bu durum Fizik, Kimya, Biyoloji, Coğrafya, Felsefe ve daha bir çok branş için geçerli hatta bazı branşlarda öğretmen olarak atanma yüzdesi, binde bir-binde 2 seviyelerinde bu durumda biz Tarih branşını baz alırsak 15 bin kişinin içinde %1’lik dilime girecek ki ataması yapılsın.

Öğretmenler Neden Atanamıyor?

Öğretmene Gerçekten İhtiyaç Var mı?

Öğretmene ihtiyacımızın olmadığını düşünmek son derece yanlış bir tutum içine girmek olur. Şu an Türkiye’de 90 bin ila 150 bin öğretmen açığı var ve bu açık her yıl büyüyor yani siz 150 bin öğretmen işe alsanız da öğretmen açığını kapatamıyorsunuz. Öğretmen açığımız oldukça yüksek öğretmenleri atamamak için bu yeterli neden değil

Mali imkanlar mı yetersiz?

Bu sorunun cevabı kısmen doğru ancak ortada bir anlayış yanlışı -sistem yanlışı- var. Eğitime ayrılan pay Türkiye için yeterli değil eğitime önem vermek demek sadece okul yapmak bedava kitap dağıtmak demek de değil üstelik her sene o kitapları toplayıp yeniden dağıtıyorlar ve bu çok büyük maddi külfet getiriyor. O kitaplar bir sonraki sene alttan gelen öğrencilere zimmetlenebilir. Ancak o kitaplar Seka’ya gidiyor. Bu örneği vermemizin nedeni mali süreçlerin iyi yönetilememesine dikkat çekmek içindir. Eğitime ayrılan pay artırılmalı, 17 milyon kişilik genç nüfusunuz var ancak atanamayan öğretmenlere sahipsiniz bu çok acı bir durum. Genç nüfusu yüksek ülkelerin kalkınmasındaki en temel faktör yeterli eğitimin verilmesidir.

KPSS Yeterli Bir Sınav mı?

KPSS yani Kamu Personeli Seçme Sınavı neyi seçtiğini nasıl seçtiğini bilinmeyen bir sınavdır. Üstelik bu sınav öğretmen olma hakkını elde etmiş birini angarya olarak yeniden ölçmeye çalışmaktadır. Bir resim öğretmeni düşünün tüm öğretmenliği boyunca resim çizecek ve resimden bahsedecek ama siz ona matematik soruyorsunuz, coğrafya soruyorsunuz, resim öğretmenin yeterliliğini matematik sınavıyla ölçmeye çalışıyorsunuz. Bu ne derece doğru bir seçme sınavıdır. Bu sınav genel yeterlilikleri değil mesleki yeteneği ölçmelidir. Gerçi sınavın varlığı bile başlı başına tartışma konusudur ama en azından mesleki bilgiyi ölçse bir nebze daha adaletli olur.

Atanamayan Öğretmenler Sorunu nasıl Çözülür?

Öncelikle bununla ilgili uzmanlardan oluşan bir komisyon kurulur. Bu komisyon hangi alanda ne kadar mezun var ve her yıl bu bölümler ne kadar mezun veriyor tespiti yapılır. Sorun olan bölümler belirlenir. Bu bölümlerle ilgili 5 yıllık ihtiyaç planı çıkarılır. 5 yıl içinde bu bölümler kademeli olarak kapatılır bu bölümlerde görev yapan akademisyenler diğer alanlara kaydırılır 5 yıl uzun bir süreç bu 5 yıllık süreçte hem akademisyenler işsiz kalmaz hem atanamayan öğretmenlere yenileri eklenmez hem de mevcut öğretmenlerin ataması yapılır.

Atamalar nasıl yapılacak sorusuna gelince Milli Eğitim bakanlığı tüm sorunların en önüne bu sorunu almalı ve maliye bakanına baskı yapmalıdır Başbakan devreye girmeli sadece ve sadece atanamayan öğretmenler için ayrı bir bütçe ayrılmalıdır. 5 yıllık bir süreçten bahsettiğimizi unutmayalım yılların sorunu bir senede çözülmez. Bu süreçte öğretmen adaylarının aldığı puan ile ne kadar süredir işsiz kaldığı aynı denklem içinde hesaplanıp uzun süredir atanamayan ve yüksek puan alan öğretmenlerin ataması bu iki kıstasa göre yapılır. Böylece daha yeni mezun olmuş birisi 8 yıldır atanamayan birinin önüne geçmiş olmaz. Kpss’den yüksek alan birisi de düşük alanın önünde olur elbette bu sistemin hataları çıkmazları olacaktır ancak tartışılıp konuşulmaya değer olarak görüyoruz.

Son olarak Atanamayan Öğretmenlerin simge ismi Şafak Öğretmenden bahsetmek istiyoruz. Ataması yapılmayan Öğretmenler Platformu (AYÖP) kurucusu olan atanamayan öğretmenlerin sözcüsü konumundaki Şafak Öğretmen uzun yıllar sürdürdüğü atanma mücadelesinde sisteme değil ama kansere yenildi kemik kanseri olan ve deneysel tedavi için Amerika’ya giden Şafak Öğretmen geçtiğimiz haziran ayında hayatını kaybetti. Şafak öğretmen bu direnişin simge ismiydi bir de adı sanı duyulmayan atanamadığı için bunalıma girip intihar eden 25’in üzerinde öğretmen adayı var. onların da ruhları şad olsun. Engelliler.gen.tr olarak sadece engellilerin değil hakları verilmeyen tüm masumların yanında olduğumuzu bildirmek ve atanamayan öğretmenlerin yanında olduğumuzu onların mücadelesini desteklediğimizi herkese ilan etmek isteriz.

 

“Atanamayan Öğretmenler: Kanayan Yara” üzerine 2 yorum
  1. atanamayanlarda bir çile atananlarda başka bir çile ataması yapılan öğretmenlerden de şerefli namuslu çalışmasını her çocukla kendi çocuğu gibi ilgilenmesini topluma örnek olmasını düzgün giyinmesini bekliyoruz ancak 3 kuruş maaş veriyoruz eşinden çocuğundan ayırıyoruz memleketin neresini tutsan elinde kalıyor

    Cevapla
  2. sen üç kuruş maaş görmemişsin hiç bir güvencesi olmayıp sigortası tam yatmayan üçretli öğretmen ne yapsın .okul olmadığı günler de üçretini alamayan o yuzden yat kalk dua et kendınden daha kotu olanlar var

    Cevapla
Yorum yapın