Söylediği sözlerle gündem olan, atasözü olarak bile niteleyebileceğimiz insanı mütebessim eden nüktelere imza atan, Türk siyasi tarihindeki yeri tartışılmaz olan “baba” lakaplı Süleyman Demirel; bugünkü yazımızın ana başlığı olacak. Yönetimde bulunduğu süre boyunca ülkeyi baştan başa ayağa kaldıran, barajlarla donatan, ilk İmam-Hatip liselerini kuran ve aynı zamanda bir mühendis de olan Demirel, şüphesiz son dönemde bulunduğu talihsiz beyanlarla sevenlerini üzmüştür. Demirel’in siyasi kariyerinden kısaca bahsetmek gerekirse şunları söyleyebiliriz:
Siyasal yaşamına 1962 yılında, Adalet Partisi Genel İdare Kurulu üyeliği ile başladı. 28 Kasım 1964 tarihinde Adalet Partisi genel kongresinde Sadettin Bilgiç, Tekin Arıburun ve Ali Fuat Başgil’inde yarıştığı seçimde 1679 oydan 1072’sini alarak genel başkan seçildi.[5] Dört partinin katılımıyla kurulmasını sağladığı 29. Türkiye Cumhuriyeti koalisyon hükûmeti’nde TBMM dışından başbakan yardımcısı olarak görev aldı. Aynı yıl babası Yahya Demirel memleketi Isparta’nın İslamköy beldesinde belediye başkanı seçildi.[6]
1965 Türkiye genel seçimleri’ne AP’nin genel başkanı olarak katılan Demirel, partisinin %52.8 oy alması ile tek başına iktidar oldu. Bu seçimlerde Isparta milletvekili olarak TBMM’ye girdi ve Türkiye’nin 12. başbakanı olarak 30. Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti’ni kurdu. 4 yıl süren 1. Demirel Hükümeti’nde ülke 68 öğrenci olaylarıyla sarsıldı.
10 Ekim 1969 tarihindeki genel seçimlerde de AP %48 oy alarak yine tek başına iktidar oldu. 2. Demirel Hükümeti’nde sol-sağ olaylarının önüne geçilemedi. Bir yandan da eski Demokrat Parti mensuplarının siyasi haklarının iadesi sorunu nedeniyle Celâl Bayar çevresindeki Adalet Partisi milletvekilleri istifa ederek Demokratik Parti’yi kurdular. Bu konuyu da kullanan Milli Demokratik Devrimciler 9 Mart 1971 darbe teşebbüsüne kalkışınca 1971 yılında 12 Mart muhtırası ile askeri darbe yapıldı. Demirel istifa etti, Nihat Erim Hükümeti kuruldu.
1973 yılında yapılan seçimlerde, siyasi rakibi olan Bülent Ecevit’in liderliğindeki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Demirel’in AP’sinden daha çok oy aldı. 1975 yılında kurulan 1. Milliyetçi Cephe Hükümeti’nde (Adalet Partisi-Milli Selamet Partisi-Milliyetçi Hareket Partisi-Cumhuriyetçi Güven Partisi koalisyonu) tekrar başbakan oldu.
1977 seçimlerinde de en çok oyu alan parti Cumhuriyet Halk Partisi olduğu halde hiçbir parti tek başına hükümet kuramıyodu. 1977 yılında kurulan 2. MC Hükümeti’nde, “AP-MHP-MSP” koalisyonunda başbakanlık yaptı. Güneş Motel Olayı diye anılan operasyonla CHP’nin Adalet Partisi’nden seçilmiş 13 milletvekilini bakanlık vaadiyle transfer etmesiyle 2. MC Hükümeti düştü. 1978 başında Ecevit tek başına iktidar oldu. AP’den transfer edilen milletvekillerinin çoğuna bakanlık verildi. ABD ambargosunun getirdiği sıkıntılar, enflasyon va bir kısmı Türk Gladio’su tarafından organize edilen anarşik olaylar (özellikle Kontrgerilla tarafından tertiplendiği iddia edilen Kahramanmaraş olayları), Ecevit iktidarının halkın nezdinde güvenini kaybetmesine neden oldu. 1979 ara seçimlerinde, seçimleri devrimci grupların da boykot etmesiyle Demirel tek başına iktidar oldu. Bu sırada DPT Müsteşarlığı’na Turgut Özal getirildi. 24 Ocak 1980 Türkiye’nin liberal ekonomiye geçişinde tam bir dönüm noktası oldu. 1980 yılında olayların önüne geçilemezken; eski başbakan Nihat Erim, Tekel Bakanı MHP’li Gün Sazak ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler gibi önemli kişilikler suikastlarla öldürüldü.
1971 muhtırası ile 1980 darbesi arasında 1975-1977, 1977-1978 ve 1979-1980 yıllarında 3 defa koalisyon hükümeti kuran Süleyman Demirel, 12 Eylül darbesinden sonra bir müddet Zincirbozan askeri tesislerinde tutuklu kaldı. 1987’ye kadar 7 sene yasaklı olarak siyaset dışı kaldı. 6 Eylül 1987’de yapılan halk oylaması ile siyasi yasaklar kaldırıldı ve 24 Eylül 1987 tarihinde, Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığı’na seçildi.
29 Kasım 1987’de yapılan genel seçimlerde Isparta Milletvekili olarak tekrar TBMM’ye girdi. 20 Ekim 1991 tarihinde yapılan genel seçimler sonrasında da, DYP ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti’nin bir araya gelerek koalisyon kurduğu 49.Hükûmetin başbakanı olarak görev aldı.
Türkiye’nin 9. cumhurbaşkanı olma sıfatını kazanan, 1965-1993 yılları arasında da 7 farklı hükümette yaklaşık 12 yıl süreyle başbakanlık yapan Demirel’in Türkiye’nin gelişim ve kalkınmasındaki yeri elbette ve tartışmasız olarak büyüktür. 16 Mayıs 2000 tarihinde görevi A. Necdet Sezer’e devreden Demirel’in adını taşıyan bir üniversite de yeni nesili yetiştirmeye devam etmektedir.