Maliye bakanı sayın Mehmet Şimşek; Sakatlara uygulanan KDV işkencesine bir son verin. Lütfen!
Sakat statüsünde tescillenen araçlardan alınan KDV bir kangren haline geldi son günlerde:
Sakatların kullandığı teknolojik araç ve gereçler onların hayatlarını olağanüstü kolaylaştırmaktadır… Bu araç ve gereçler onları başkalarına ve evlere bağımlı olmaktan kurtarmakta, bu sayede gerek iş hayatına, gerek sosyal yaşama aktif olarak katılabilmektedirler… Yani çok kısaca ifade etmek gerekirse insanca yaşayabilmeleri için bu araç ve gereçler sakatlar için elzemdir… Sakat bedenlerinin kendilerini engellediği durumları bu araç ve gereçlerle aşmaktadırlar… Bu araç ve gereçler yaşamlarını olabildiğince kolaylaştırmakta, yaşanabilir kılmaktadır… Mesela ortopedik sakatlığı bulunan birisi için bir otomobil onun ayaklarıdır… Ülkemizde hiçbir toplu ulaşımdan yararlanamayan, iş yeri servis araçlarını kullanamayan biri olduğunuzda ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız…
Bu araç ve gereçler gelişmiş ülkelerde genelde Sosyal güvenlik sistemleri tarafından karşılanıyor… Ülkemizde ise çok sınırlı kısmı SGK tarafından karşılanıyor… Aksine birçoğu sağlam vatandaş gibi mal bedelinin yanında ayrıca vergilere tabi… Sakatların genelde yoksul olması doğaldır. Bu rekabet koşullarında pastadan pay alamayacakları apaçık ortadır… Eğitimsiz kalmaları, ulaşımsız kalmalarının sonucu işsiz kalmaları yoksulluklarının ana nedenidir… İşte bu konumda ‘’Anayasaya bile giren pozitif ayrımcılıktan’’ yararlandırılmasını beklersiniz değil mi? Hayır tam aksi yapılıyor… Yasalardan kaynaklı haklarını kullanmaları bile Çin işkencesine dönüşmüş durumda bu günlerde… Anlatayım bu işkencenin büyüklüğünü;
Yasa koyucu sakatları düşünerek bazı vergi muafiyetleri sağlamış… Ancak bu kadar açık seçik ifade edilmiş vergi muafiyetleri bile kullandırılmıyor, mahkeme yoluyla bu hakkını almaya çalışanlar da sürüm sürüm süründürülüyor… Araç gereç temini değil ( asıl bu ayıp aslında) bu, sadece vergi muafiyetinden bahsediyorum unutmayın…
3065 sayılı KDV kanunundaki muafiyetler bölümünde; ‘’Özürlülerin eğitimleri, meslekleri, günlük yaşamları için özel olarak üretilmiş her türlü araç-gereç ve özel bilgisayar programları.’’ maddesi var…
Ayrıca ‘’4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesiyle gümrük vergisinden muaflar… Ayrıca yurt dışından alınan özürlü statüsündeki araçlar ise; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 16. maddesinin 1. fıkrasının b bendi ile 4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 167. maddesine atıf yapılarak Katma Değer Vergisi’nden istisna tutulmaktadır.’’ uygulaması var… Yani bu madde zaten yurtdışından gelen araçlara uygulanıyor…
Ancak yurt içinden alınan araçlardan KDV alınıyor(du). Ancak sakat bir arkadaşın açtığı dava sonucu nihayet Adaletten olumlu yanıt alındı… Adana Bölge İdare Mahkemesi’nin verdiği kararla bu kişi ödediği KDV’yi geri alabildi… Bu emsal kararla sakatların daha ucuza otomobil alabilmesinin yolu açıldı… Ancak bu yol işte işkencenin kendisi;
-Otomobili alırken KDV yi satıcı firmaya ödüyorsunuz…
-Bulunduğunuz yerin vergi dairesine ödediğiniz KDV nin iadesi için dilekçe ile başvuruyorsunuz…
-Yerel vergi dairesi haklı olarak size red cevabı veriyor… Onların elindeki muafiyet cetvellerinde otomobil yok çünkü.
-Bu aldığınız red cevabı ile vergi mahkemesine başvuruyorsunuz…
-Eğer vergi mahkemesi de red kararı verirse; Bölge idare mahkemesine başvurup ödediğiniz KDV yi geri alabiliyorsunuz…
İşte böyle bir işkence uygulanıyor sakatlara… Oysa sakat için otomobil araç gereçtir dense (ki zaten lüks ürün değil denip ÖTV alınmıyor) olay bitecek… Bu sakatın yaşamını kolaylaştırıcı bir araç gereçtir dense iş bitecek… Zaten bu hakkı beş yılda bir kullanıyor o kişi… Sandalyeli, bastonlu insanlara bu kadar eziyetin ‘’obalını’’ çekemezsiniz Eyyy maliyeciler… Üstelik zaman olarak aylar alıyor bu süreç… Avukat paraları, noter masrafları bir yana…
Bu ayıbı kaldırın sayın Maliye Bakanı… Ayyuka çıkan bu rezalete bir son verin… Hem sakatlara, hem vergi dairelerine, hem mahkemelere yazık ediyorsunuz…
Desteğinizi bekliyoruz eyyy mavi kapak toplayıcıları…