Sadece egzersiz yaparak ve hiçbir şekilde yiyeceklerimden kısmadan egzersiz yapabilir miyim, sorusuyla sık sık karşılaşılır. Ya da diyet ve egzersizi yaparken yağların kasa dönüşmesi ve sonrasında kilo alma endişesi yaşanır. Peki, gerçekten durum böyle midir?
Diyet ve egzersiz bütünü
Diyet ve egzersiz birbirlerini tamamlar. Diyetsiz bir egzersiz programı, egzersiz yaparken de yiyecek kısıtlamasına gidilmemesi etkili sonuçlar alınmasına mani olur. Eğer kontrol altına alınamayacak kadar fazla kiloya sahipseniz, o zaman işe öncelikle diyet yaparak başlamalısınız.
Kalıcı kilo vermenin yolu
Tek başına egzersiz yaparak kilo vermenin pek de mümkün olmadığını söylemek yerince olacaktır. Doğru bir beslenme alışkanlığı kazanıldıktan sonra sporla eş zamanlı olarak giden program sayesinde çok daha kısa sürede kilo verilebilir ve sonuçlar da kalıcı olmaktadır.
Egzersizlerin önemi
Hareketsiz geçirilen bir yaşam, birçok hastalığa davetiye çıkarmaktadır ve kişileri kilo almaya itmektedir. Yeterince aktif olmayan kişilerin de hem fiziksel hem de ruhsal olarak doyuma ulaşması mümkün değildir. Kalp, şeker ve daha birçok hastalığın nedeni olan hareketsiz bir yaşam sürmektense, bir egzersiz programı edinerek sporu yaşam biçimi haline getirmekten başka şansımız yoktur.
Egzersiz yapmanız için gerekçeleriniz
Egzersiz ve diyet eş zamanlı olarak yapıldığında kas kayıpları çok daha az olmaktadır.
Araştırmalar göstermiştir ki, diyet ve egzersizi bir arada yapanların daha hızlı kilo vermektedir.
Kişiler, diyet yaparken fazlasıyla gergin ve sinirli olurlar. Bu durumu atlatmanın en kolay yolu egzersiz yapmaktan geçer. Yapılan egzersizler sayesinde seratonin yani mutluluk hormonu salgılanır. Böylece kişiler kendilerini daha aktif ve dinç hissederler.
Çevrenizde gözlemlersiniz. Kişiler, beklediği kiloya eriştikten hemen sonra egzersiz yapmayı bırakırlar. Ancak bu çok hatalı bir davranıştır. Kaybedilen kiloların geri kazanılması istenilmiyorsa, belli bir tempoda egzersiz programına devam edilmelidir.
En büyük hata
‘’Zaten düzenli olarak egzersiz yapıyorum, bu yüzden istediği yiyebilirim, çünkü ne yesem yakarım.’’ Bu çok yanlış bir düşünce tarzıdır. Kaldı ki, kilo vermek istemeyen, sadece fit bir görünümde kalmak isteyenlerin dahi beslenirken yağ miktarını kontrol altına alarak protein tüketimini arttırmaları gerekir.
Yani sadece egzersiz yapılarak zayıflamak mümkün değildir. Dolayısıyla buradaki amaç, zayıflamak ve fit görünmekten ziyade sağlıklı beslenmeyi alışkanlık haline getirmek ve tükettiğimiz gıdalarda da kısıtlama yapmaktır. Çünkü ne kadar egzersiz yapılırsa, yapılsın tüketilen gıdalar yakılamadığı takdirde yağa dönüşecektir. Fazla kilo sahibi olunduktan sonra bu kiloları vermek çok zordur. Bu nedenle ipin ucunu kaçırmadan, fazla yemek yeme alışkanlığına son verilmelidir.
Neleri az tüketmelisiniz?
Fazla yağlı gıdaların ne kadar kilo yaptığını ve bu kilolardan dönüşün de ne kadar zor olduğunu söylemeye gerek olmadığını düşünüyoruz. Ne kadar yağlı gıdalar, o kadar fazla kilo.
Kızartmalar, Türk mutfağının vazgeçilmezleri arasındadır. Özellikle patates kızartmaları tüketimine son vermekten başka bir şansa sahip değilsiniz. Fazla yağların birikmesi ile istenmeyen bölgelerde birikintiler olacaktır. Göbek ve bel bölgesi kalınlaştıkça kendinize olan güveninizde azalacaktır.
Tatlı ve şekerin insan vücuduna verdiği zararı artık hepimiz biliyoruz. Bırakalım fazla kiloları ve görsel hoşnutsuzluğunuzu, kısa sürede sağlığınızda bozulmalara davetiye çıkarmak istemiyorsanız, mutlaka şeker tüketimini kontrol altına almanız gerekiyor.
Beyaz unla yapılan pastalar ve kurabiyelere de hayır demekten başka şansınız kalmıyor. Beyaz undan yapılan hamur işlerinde elveda demenin zamanı çoktan geçmişe benziyor.
Zayıflama hapı gibi yöntemlere yönelerek mucizevi bir şekilde kilo verme yöntemlerini beklemekten vazgeçin. Çünkü böyle bir mucize yok. Üstelik böyle yöntemlerle kilo veremeyeceğiniz gibi sağlığınıza da zarar verebilirsiniz.
Az yemek ve aktif bir yaşamı benimseyebilmeniz dileğiyle…