Son günlerde tıp dünyasında hararetli tartışmalara yol açan “kolesterol” ilaçlarının çoğu hastaya gereksiz verildiği, ilaç firmalarının baskıları sonucu aslında gereği yokken çoğu hastaya kolesterol ilacı yazıldığı iddiaları kolesterol ilacı kullanan kişilerin kafafısını iyice karıştırdı.
Tamamı profosörlerden oluşan iki gruptan biri kolesterol ilaçlarını kullanmaktan vaz geçin derken diğer grup kolesterol ilaçlarının bırakılmasını istemenin cinayetle eş değer olduğunu söylüyor.
KOLESTROL TARTIŞMASI NASIL BAŞLADI?
Bu yıl piyasaya çıkardığı “Karatay Diyeti” kitabıyla birçok kitlenin dikkatini çeken Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, insanların kolestrolden değil şekerden korkmaları gerektiğini, kolestrolün ise beyni besleyen en temel madde olduğunu, hücre zarını zararlı etkilerden koruyarak güçlendirdiğini, hastalıklardan koruyan en temel madde olduğunu ve sinir ileti sisteminin de olmazsa olmazı olduğunu açıkladı. Prof. Dr. Karatay ilaç firmalarının finanse ettiği araştırmaların kolestrol açısından gerçekleri yansıtmadığını, ilaca abonelik yaratmaya çalışıldığını açıkladı.
KİM NE DİYOR?
PROF. DR. M. CANAN EFENDİGİL KARATAY: “DAMARLARI TIKAYAN KOLESTROL DEĞİL KAN PIHTISIDIR”
Prof. Dr. Karatay dün düzenlenen basın toplantısında kolestrol konusuna şöyle açıklık getirdi; “Kolesterol bir gerçektir. Bütün hayvanların, insanların ve bitkilerin hücrelerinin yapı taşını kolesterol meydana getirir, yani olmazsa olmaz bir gerçektir. Kolesterol bilinenin aksine yağ değildir, kolesterol bir steroid hormondur. Yani vücudumuzun streslere karşı koruyucu olarak fazlaca ürettiği bir hormondur! Kolesterol bakterisittir, yani bakterileri öldürür. Kolesterol virüsittir, yani virüsleri öldürür. Kolesterol beyin hücreleri ve sinir ileti sisteminin olmazsa olmaz temel maddesidir. Öyle ki, beyin hücreleri hayatta kalabilmeleri için kan kolesterolüne bağlı kalmayarak, kendi kolesterollerini üretmek mecburiyetindedirler.
Kolesterol damarları tıkamaz. Damarları tıkayarak, kalp krizine ve inmeye neden kolesterol değil kan pıhtısıdır. Kanın pıhtılaşmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi ise insülin hormonudur. Kandaki insülin hormonu yüksekliği kanın pıhtılaşmasını artırmaktadır. Kandaki insülin hormonu yüksekliği trombositlerin birbirine yapışarak tıkaç meydana getirmelerine neden olmaktadır. Kandaki insülin hormonu yüksekliği trombositlerin damar iç yüzeyini kaplayan hücre tabakasına (endotel tabakası) yapışmasını artırmakta, endotel tabakasından damarların genişlemesi için salgılanması gereken nitrik oksit maddesinin salgılanmasını önlemektedir. Kandaki insülin hormonu yüksekliği, ayrıca en kuvvetli sempatik sinir sistemi uyarıcısıdır, yani damarları büzüştürür ve tansiyonu yükseltir.”
PROF. DR. BİNGÜR SÖNMEZ: “SUÇ DUYURUSUNDA BULUNUYORUM”
Türk Kardiyoloji Derneği’nin düzenlediği basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Bingür Sönmez kolestrol tartışması için şu açıklamaları yaptı; “Suç duyurusunda bulunuyorum, insanların sağlığı ile oynuyorlar. Bir ilacın etkisi varsa, yan etkisi de vardır. Yan etkisi var diye bir ilacı bırakamaya kalkarsak hiçbir hastaya ilaç veremeyiz. Her ilacın yanlış kullanımı aşırı dozda kullanımı sakıncaladır. Meslek kuruluşlarına düşen görev genç meslektaşlarımıza bu ilaçların doğru kullanımlarını, doğru dozlarını, yan etkilerini ne zamana vereceğini, ne zaman vermeyeceğini öğretmektir” dedi.
PROF. DR. AHMET AYDIN: ORTADA ÇOK BÜYÜK BİR RANT VAR
Prof. Dr. Ahmet Aydın dün gerçekleşen basın toplantısında sert konuştu. Prof. Dr. Aydın “Kolesterol ilaçları destekçileri baltaları çıkardıysa bizde baltalarımızı çıkartacağız. Hatta iyice sivrilteceğiz” dedi ve sözlerine şöyle devam etti;
“Bir yığın araştırma var, kolesterolü ortalamadan düşük olanların başka hastalıklara çok daha fazla yakalandıkları yönünde. Ancak bunları söylemek size ticari açıdan bir şey kazandırmaz, kaybettirir. O yüzden ibre daha çok kolesterol karşıtı kampanya yürütenler lehinde çalışır. Çok büyük bir rant var ortada. 1960’lara 70’lere kadar bu böyle değildi, tıp safiyane amaçlarla yapılıyordu. 40 yıldır ilaç tüketimine dayalı bir anlayış ve sistem geliştiriliyor. İlaç sanayi, hastalığı değil, belirtilerini yok edecek ilaçlara yöneldi. Mesela başınız ağrıyorsa onun gerçek nedenini bilmeyi değil, ağrısını dindiren ilaçlar vermeyi öneriyor tıp. Sebebi bilinip tedavi edilecekken migrenin 50 bin çeşidi üretilir, bunların yüzlerce ilacı çıkar. Hastalar bu ilaçları kullanır, ağrıları yıllarca devam eder. Sanayinin de aradığı budur. Kolesterol ilacı da kullanmak tam bir abonelik sistemidir, 40 yıl kullanırsınız.”
PROF. DR. AHMET RASİM KÜÇÜKUSTA: “İLAÇLAR KOLESTROLÜ DÜŞÜRÜYOR AMA KALP KRİZİNİ ÖNLEMİYOR”
Kolestrolü düşürmek için kullanılan statinlerin etkili olmadığını ortaya koyan önemli klinik araştırma ve meta-analizler olduğunu açıkladı. Bu araştırmalardan 5 tanesine değinen Prof. Dr. Küçükusta; “Sonuç olarak kolestrol düşürücü ilaçların kanda LDL-kolestrolü düşürdüğüne şüphe yok ama gel gelelim ki bu düşüş ne kalp krizlerini ne felçleri ne de bunlara bağlı ölümleri önlemede bir işe yaramıyor. O zaman da insan haklı olarak soruyor. Ne anladım ben bu ilaçlardan?” dedi.