Irak Haftanin bölgesinde PKK’lı sanılıp öldürülen 35 kaçakcı gözleri TSK ve İstihbarat örgütlerine çevirdi.
İstihbarat Zaafiyeti mi? İstihbarat Manipilasyonu mu?
Basit düzeyde kaçakcılık yaparak geçimlerini sağlayan sivil vatandaşlarının Teröristlerle karıştırılıp bombardımana tutularak öldürülmesi, “istihbarat zaafiyeti” olarak nitelendirilirken, terör uzmanları bunun bir istihbarat zaafiyeti olacağı gibi, Türk istihbarat örgütleriyle paslaşan yabancı istihbarat örgütleri tarafından kasten yanlış bilgi verilerek, bölgede TSK’nın imajını zedeleyip terör örgütüne propaganda alanı yaratmayı amaçlayan, sinsi bir plan olabileceğini vurguluyorlar.
Başbakan Hiçbir devlet halkını kasti olarak öldürmez açıklamasını yaptı.
Bu açıklamaya katılmakla birlikte, hükümetin bu işin arkasını bırakmaması, hatanın nerede nasıl, kimin tarafından yapıldığını derinlemesine araştırarak sorumlularına gereken cezanın verilmesi için gerekli alt yapıyı sağlaması gerektiğine inanıyoruz. Terörle mücadeleye evet, kurunun yanında yaşın yanmasına hayır! 30 yıldır dökülen kan’dan beslenen bir takım güçlerin olduğunu biliyoruz. Haftanin’de yaşanan bu talihsiz olayda bu güçlerin parmağının olması kuvvetle muhtemeldir. Ya da dış güçlerden bağımsız tamamen iç istihbaratın bir hatası var. Kamu oyu vicdanının rahatlatılması adına ne pahasına olursa olsun bu olay aydınlığa kavuşturulmalı, operasyonda ölen sivil vatandaşların ailelerine devlet tarafından her türlü yardım yapılmalıdır. Tabiki ölenler geri gelmeyecektir. Her hayat bir dünyadır. Ölümün pahası Hiçbir şekilde biçilemez. Ve fakat yaşanan yaşanmış, olan olmuştur. Bu noktadan sonra hükümete düşen görev, devlet kurumlarını “devletin itibarı sarsılır” endişesiyle korumacı bir tavırla sahiplenmektense o kurumların varsa bir hatası o hatayı bir an önce ortaya çıkarmak olmalıdır….