Geçtiğimiz günlerde bir grup gazetenin hazırlayıp duyurusunu yaptığı ortak deklarasyon yeni nesil medya Ya da “internet yayıncılığı” diye tabir edilen yayıncılara adeta aba altından sopa gösteren cinsten bir deklarasyon niteliğini taşıyordu…
Peki neydi bu deklarasyonun içeriği? Deklarasyonun tamamını yayınlayarak sizi uzun ve bir o kadarda sıkıcı metni okutmak istemem. Deklorasyonun kısa özeti şuydu. “Gazeteler kendi sitelerinde yayınlanan haberlerin “kaynak” gösterilerek dahi alıntı yapılmaması bunu yapanlar hakkında hukuki işlem yapacaklarını” söylemekteler…
Geçtiğimiz akşam Ali Kırca’nın sunduğu “Siyaset Meydanı” adlı programın konusu bu deklorasyonundu. Programın konuklarından Gökhan Ahi deklorasyona dair görüşlerini belirtirken aynen şu cümleleri kullandı. “Fikir ve sanat eserleri kanunu var önümüzde. Orada diyor ki haber hiç bir şekilde bir telif hakkına tabi değildir. Haber hürdür, her şekilde alıntılanabilir, kullanılabilir. Yasa böyle, kendim bir yorum yapmıyorum. Eski basın kanununda güzel bir madde vardı gazetecileri kurtaracak. Eğer özel bir çabayla yapılmış bir haber varda bunun yayın ancak 24 saat sonra alıntılanabilir. Ama bu hüküm yeni basın kanununda yok. Yeni basın hazırlanırken gazeteler de bizzat kendiler fikir verdiler. Bu denklemde düşündüğümüz zaman haber bir sanat eseri değildir. Tamam bir emek harcanıyor ama sanat eseri değildir. Yani habere sanat eseri muamelesi yapmaya gerek yok. Çünkü anayasal olarak halkın bir haber alma hakkı var.”
Peki Bu Deklarasyonun Altında Yatan Gerçekler Neydi?
Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok. Yeni nesil medyanın hızlı yükselişi “konvensiyonel” medyayı korkutuyor. Bu korku onlara ne yapacakları şaşırtmış durumda. Zira yeni nesil medyada birilerin “tekeli” ortadan kalkacak. Bir internet yayıncısı olarak şunu açık olarak belirteyim. Önümüzdeki 20 yıl içinde basılı yayın diye bir şey neredeyse kalmayacak. Bugün 300-500 bin traja sahip yazılı basın gelecek 20 yılda bu rakamlara ulaşamayacaklar. Evet her birinin internet sitesi var fakat internet ortamında “tekel oluşturamıyorlar. Çünkü internet yayınçılığı yapmak için ne milyon dolarlık plazalara nede yüzlerce işci çalıştırmanıza gerek var. 20 TL lik bir domain, 300-500 TL lik sunucu sizin internet yayıncılığı yapmanıza yeterli. Onları bile yapamıyorsanız bedava blog açıp yine kendi yayınızı yapabilirsiniz. İşte dünyanın geldiği bu nokta konvansiyonel medyayı ürkütüp yeni nesil medyaya saldırmalarına neden oluyor…
Tencere Dibin Kara Senin ki Benden Kara
Söz konusu deklarasyonda yeni nesil medyanın Hiçbir etik kuralı dikkate almadıkları söyleniyor. Dinime küfreden bari müslüman olsa. Sanki kendileri etik kurallara çok saygılılar. Gazetelerin “Galeri” bölümlerinde “pornografik” resimlerden tutunda “yanıltıcı” başlıklara kadar her türlü etik dışı yönteme başvuranların kalkıpta etik ahlaktan bahsetmesi en hafif tabiriyle riyakarlıktır. Elbette yeni nesil medyanın hataları vardır. Fakat konvansiyonel medyanın üstüne düşen önce internet yayıncılığı konusunda kendisinin örnek olması ve aynı hataları yapmaması gerekiyor.
Sonuç olarak konvansiyonel medyaya tavsiyemiz şudur. Gelinen noktada değişime direnemeyeceklerinden bu değişimi hazmetmeleri, hukuka, yasalara aykırı deklarasyon yayınlayarak birilerinin gözünü korkutmaktan vaçgeçip değişime ayak uydurmaları yönündedir…