“Gözler kalbin aynasıdır derler ya, ya kapalıysa gözlerim”? Bu siteyi uzun zamandır takip ediyorum fakat yazı yazmak bugüne nasip oldu. Ben 22 yaşında görme engelli biriyim. Bu yazıyı da arkadaşım yanında olduğum için ona yazdırıyorum. Doğuştan görme engelli olduğum için burada sonradan görme engelli olup çok daha fazla zorluk çekenleri anlıyorum. Ben ve bizim gibi doğuştan engel sahibi olanlarımız hiçbir zaman görmediği için adaptasyon sürecimiz daha kısa sürüyor fakat görme duyusunu yerine getirirken bu engele takılmış olanlar için adaptasyon inanılmaz uzun sürüyor. Yakın zamanda başıma gelen bir olayı anlatmak istiyorum.
Geçen hafta benim gibi görme engelli arkadaşlarıma kalmaya giderken bindiğim bir otobüste yaşandı. Görme engelli olduğum için insanlar genellikle yardım eder ve yer verirler. Bu tabii ki zaman içerisinde insanın normal karşıladığı bir davranış oluyor. Yine otobüsteki insanlar yer verip beni arka tarafta bir koltuğa oturttular. Benimde arkamdan gelen 2 farklı seste engelliler hakkında bir şeyler konuşulduğunu duyuyordum. Artık ben bindikten sonra mı ben binmeden önce mi başladılar bilemiyorum. Konuşmalarını dinlediğinde görme engelli arkadaşların kendimize özel engelli dergimizi satmaları ve yeteneklerini göstererek destek istedikleri etkinlikler duygu sömürüsü olarak geliyormuş. Aslında hepimiz istesek rahatlıkla çalışabilirmişiz. Sinirlenmeme rağmen onlara karşı bir şey söylemedim. Biraz daha devam ettiklerinde kullandıkları kelimelere artık laf söylememek mümkün değildi. Benim orda olduğumu bilmelerine rağmen engellilerin genellikle duygu sömürüsüne giderek aslında kendilerinden daha iyi şartlarda yaşadıklarını anlatmaları bardağı taşırmıştı.
Otobüsün içerisinde ne kadar uzak olduklarını bilmeden arkaya bakarak “Siz böyle yaşamanın kolay olduğunu mu sanıyorsunuz? Hiç gözlerinizi kapatarak bir yolda yürüdünüz mü” diye söylendim. Otobüs bir anda susmuştu. Herkesin bağırdığım tarafa baktığını hissediyordum. Sonra devam ettim “ Biz duygu sömürüsü yapmıyoruz sizlerden engellerimize yardımcı olmanızı bu hayatta beraber yaşadığımızı ve dünyanın sadece sizin şartlarınıza uygun olmaması gerektiğini hatırlatıyoruz” dedim. O iki sesten hiçbir yanıt yoktu. Çok geçmeden içlerinden birisi bizi yanlış anladığınız demekle yetindi. Ama ben duyduklarımı biliyordum.
Burada anlatmak istediğim toplumun halen bizlere duygu sömürü gözüyle bakan kitlesinin olduğudur. Ben görmememe rağmen hissediyorum. Bu bakışlar çekememezlikler bizleri yıldırmamalı. Aksine üzerine gitmeliyiz. Biz bu örümcek kafalı düşünceler ile boğuşacak zamana sahip değiliz. Bu zaman bizim için lüks. İnanıyorum ki yakın zamanda dünya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de engelli hakları tam anlamı ile uygulanacak. Bunun uygulanmasını ancak biz sağlarız. Özellikle sosyal medya ve bu siteleri iyi kullanmalıyız. Bizi sadece seçim zamanları değil her zaman hatırlamalılardır. Futbol hastası biri olmama ve hiç görmeden bir takımın renklerine aşık olmama rağmen giremediğim stadları da zaman bulunca buradan aktaracağım. Sorunlarımız sadece hayatta değil sosyal çevrelerimizde de görünmememizdir. Burada öncelikle bu yazıyı yazarken yardımcı olan arkadaşıma ve yazıyı okuyup sonuna kadar getiren sizlere teşekkür ediyorum.