Hemen her evin baş köşesinde yerini kapmış olan televizyon, yeni nesili kendine bağımlı olarak yetiştirmeye devam ediyor. Bünyesinde barındırdığı 100’den fazla kanal sayesinde izleyicilerin hangi kanalı izlemeleri gerektiği noktasında kısa süreli şaşkınlığa uğratan TV, seyircilere sunduğu programlar sayesinde de milli örf ve adetlerimizden uzak bir yaşantıyı bizlere empoze etmeye çalışıyor. Bilhassa ev hanımları tarafından çocukların TV karşısında oyalanmaya bırakılması, oldukça tehlikeli bir davranış. Çocuğun televizyona bakmasını ve tek taraflı bir iletişim kurmasına sebebiyet veren bu olay çocuğun ileride iletişim bozuklukları yaşamasına sebebiyet verebiliyor. Bakınız Medicana International Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzman Dr. Hülya Bingöl bu konuyla ilgili neler söylüyor?
Medicana International Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzman Dr. Hülya Bingöl; okul çağı öncesi çocukların günde ortalama 75 dakika, 6-9 yaş arasındaki çocukların 92 dakika, 10-13 yaş arasındaki çocukların ise 108 dakika televizyon karşısında kaldığını söyledi.
Bingöl, aileleri bu konuda şu sözlerle uyardı: “Çocukları televizyondan uzak tutmanın olanağı yok. Dikkat edilmesi gereken; çocukların bilinçli ve seçici olarak yetiştirilmeleridir. Çocuk günde en fazla bir saatini televizyon izlemeye ayırmalıdır.” dedi.
Bitmedi.. Bu konuyla alakalı olarak konuşan Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Klinik Şefi, Sosyal Pediatri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gonca Yılmaz’ın yayınladığı “Basın Yayında Çocuk Sağlığı” Konulu Sempozyumun Sonuç Bildirgesi açıklandığında herkes şaşkınlığa uğramıştı. Sempozyumda hızla gelişen teknoloji sayesinde kitle iletişim araçlarının yaşamın hemen her alanına girdiği, özellikle genç nüfus üzerinde düşünce ve davranışlara yön veren en etkili araç haline geldiği vurgulandı.
Son yıllarda yapılan araştırmaların, nüfusun yarıdan fazlasını oluşturan 18 yaş altı çocuklar ve gençlerin başta televizyon olmak üzere basın yayın araçlarından olumsuz etkilendiğini gösterdiğinin hatırlatıldığı bildirgede, RTÜK’ün mevcut yasasının daha işler duruma getirilmesi için gerekli değişikliklerin ivedilikle yapılması gerektiği ifade edildi.
“Basın Yayında Çocuk Sağlığı” sempozyumu sonrası çocuk ve genç sağlığını korumak için şu öneriler geliştirildi:
“RTÜK, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Özdenetim Kurulu, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, internet ve televizyon kanallarının kullanımı konusunda ulusal güvenlik duvarı oluşturulmalıdır. Okullarda medya eğitimi yer almalıdır. Anne sütü yerine kullanılan ürünlerin, reklamları yasaklanmalıdır.
Çocuk sağlığını ilgilendiren konularda reklam yapılmamalıdır. Reklamlar şiddet, tüketim sömürüsü, duygusal ya da cinsel istismar içermemelidir. Çocuklar reklam malzemesi olarak kullanılmamalıdır. Video oyunlarında insan ve diğer yaşayan hedefler yer almamalı, ölüm için ödül puanı verilmemelidir. Şiddet içeren video oyunları yasaklanmalıdır. Aileler ve çocuk bakımından sorumlu kişiler,
– Çocuğa iki yaşından önce televizyon izletmemeli ve televizyon bebek bakıcısı olarak kullanılmamalıdır.
– Bebeklerin beyin gelişimi için televizyondan gelen mekanik ve edilgen uyarı yerine temel bakım veren kişi (anne, bakıcı vs) çocukla göz teması kurarak konuşmalı, oyunlar oynamalı, şarkı söylemeli ve birlikte kitap okumalıdır.
– Televizyon programları çocuk ya da ergen ile birlikte izlenmeli ve içeriğin olumlu ve olumsuz yönleri birlikte tartışılmalı ve gerçek yaşamda olamayacak yönler anlatılmalıdır.
– Ana babalar kendi medya seçimleri ile çocukları için iyi bir örnek olmalıdırlar.
– Çocukların fiziksel etkinlikleri, arkadaşları ile grup oyunları desteklenmeli ve bunların yapılabileceği ortamlar sağlanmalıdır.
– Ana babalar da televizyon izlemek yerine kitap okuyarak, müzik dinleyerek, aile içinde hep birlikte oynanabilecek oyunlar bularak çocuklara örnek olmalıdırlar.
– Anne ev işleri ile uğraşırken çocuğu da televizyon karşısında oyalamaya çalışmamalı, gerektiğinde mutfakta kendisine ufak yardımlar yapmasını desteklemeli ve istemelidir.
– Çocuğa bakan kişiler televizyon izleme süresi ve seçilecek programlar konusunda fikir birliğine varmalı, kararlı ve tutarlı davranmalıdırlar.
– Çocuk bulunan evde müzik dinlemek amacıyla da olsa televizyon sürekli açık tutulmamalıdır.
– Çocuğun reklamlarda görerek istediği ama ona uygun olmayan şeylerin neden uygun olmadığı ve alınamayacağı çocuğa açıklanmalı, almama konusunda kararlı ve tutarlı olunmalıdır.
– Çocukların yatak odalarında televizyon ve bilgisayar bulundurulmamalıdır.
– Televizyon çok yakından izlenmemelidir. Ekran genişliğinin en az beş katı mesafe ya da ortalama 2 metre uzaklıktan izlenmelidir.
– Medyada çocuk gelişimine zararlı etkisi olacak bir program görüldüğünde mutlaka Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’na (RTÜK) bildirilmelidir. (Radyo Televizyon Üst Kurulu telefonu: 4441178, elektronik adres: ( www.rtuk.gov.tr ) ya da ( [email protected] ) Bu bir reklam ise ( www.sanayi.gov.tr ) adresinden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Özdenetim Kuruluna da başvurulmalıdır.
Basın yayın kuruluşları:
– Çocukları ve gençleri koruma ilkelerini belirlemeli ve açıklamalıdır.
– Kamuyu bilinçlendirme görevlerini yerine getirmelidir.
– Çocukların dil gelişimine etkisi göz önüne alınarak Türkçe dilinin özenli ve güzel kullanılmasına dikkat etmelidir.
– Çocuk sağlığına katkı yapmalı ve bu amaçla konunun uzmanlarından oluşacak bir uygulama grubu oluşturmalıdır.
– Çatışmaların çözümünde şiddetin normal bir davranış olarak algılanabileceği ve silah taşımanın abartıldığı görüntülerden kaçınmalıdır.
– Şiddetin komik, cinsellik ile birlikte, eğlenceli ya da önemsizmiş gibi gösterildiği herhangi bir durumdan kaçınmalıdır.
– Eğer şiddet kullanılacaksa da ciddi drama içinde suçluların cezalandırıldığı vurgulanmalıdır.
– Akıllı işaretlerin kullanımına özen göstermeli: 7 simgesi konarak her program her saatte yayınlanmamalı, programların içeriklerinin işaretlere uygunluğu uzmanlardan oluşan bir kurul tarafından denetlenmelidir. Geç saatlerde yayınlanacak olan çocuklar için uygun olmayan filmlerin bölümleri erken saatlerde kanallarda yer almamalıdır