Çocuk felcinin kökünün kazındığını sanıyordum. Yanılmışım. Basından izlediğime göre, hükümetin izlediği yanlış politikalar nedeniyle, Suriyelilerin taşıdığı bu virüsten dolayı çocuklarımızın çocuk felci olma riski varmış. Bu haberleri okuyunca birdenbire içim cızz ediverdi.
Ben çocuk felci nedeniyle 2 yaşımda tek bacağımdan sakat kaldım. Engelliler camiasında tanıdığım birçok arkadaşım da bu hastalığın mağduruydu.
Çocuk felci kader değil
Biz çocuk felci salgınından payını alanlar, geri kalmış bir ülkede yaşamının bedelini çok ağır ödedik. Bu hastalık daha çok gelişmemiş ve kalkınmamış ülkelerde görülüyor. Çocuk felci bir kader değil. Kirli ve pis suların besinlere karışması sonucu ortaya çıkıyor. Hijyen, çevre ve sağlık düzenlemeleri yapılmadığı için bu virüs çok çabuk gelişip yayılıyor. Bulaşıcı olması nedeniyle büyük salgınlara neden oluyor. İnsan bedeni üzerinde çok ağır tahribatlara yol açıyor.
Yolumuz engebeli
Evet, ben küçüklüğümden beri sağ bacağımı kullanamıyorum ama asıl korkunç olan bu değildi. Bizler, her türlü ayrımcı tutumlarla karşılaşarak dünya nimetlerinden alıkonulduk.
Bu ülkede engellilerin çoğu işsiz. Tamamına yakını yoksul ve eğitimsiz.
Yolumuz çok engebeli. Kesik… kesik… Çıkıntılı ve taş dolu…
Güneş parlamıyor yaşamdan koparılanların ülkesinde…
Hiçbir aydınlığa yer yok…
Tutukluyuz önümüze örülen engebeler yüzünden…
Çareler aranmıyor
Bizler çoğunlukla, akraba evlilikleri, iş ya da ev kazaları, çocuk felci gibi önlenebilir hastalıklar, doğum sırasında yapılan doktor hataları, trafik kazaları v.b. nedenlerle sakat kalıyoruz. Engelliliği önleyici tedbirler yeterince alınmıyor.
Eğitimsizliğe çareler aranmıyor. İş bulma olanakları artırılmıyor. Toplumsal dışlanmanın önüne geçilemiyor. Bizleri evlerimize tutsak eden mimari engeller kaldırılmıyor.
İşsiz, geliri olmayan, sofrasında bir lokma ekmek yemenin ızdırabını yaşayan, ailesi üzerinde bir yük olmanın tedirginliğini o ekmeği her yediğinde duyumsayan bir topluluğun üyeleriyiz.
Yavaş yavaş ölmek
Bu ülkeyi yönetenlerin sorumsuzluğu yüzünden onca yaşam yok ediliyor.
Yaşamın içindeyiz ama değiliz.
Kuşkusuz sakat kalmak dünyanın sonu değil. Ancak tedbirsizlik ve umursamazlık yavaş yavaş öldürüyor bizleri.
Ölmek için mutlaka son nefesinizi vermeniz gerekmiyor.
Hiçbir şey olmak
Hiçlik duygusu en büyük ölüm. Çünkü hiçbir şeyin içinde yaşam kurulmaz.
Dünya bize mezar… Acımak bize ölüm… Hem sevip hem nefret etmek tüm iyi duyguların silip süpürülmesi demek…
Her an kendimiz olamadığımız bir kabristanın üzerinde yaşıyoruz.
Yeryüzünün güzellikleri bir adım ötemizde… Ama kilometrelerce uzaklıklar koyulmuş önümüze…
Cehennem fırtınası
Türkiye’deki Suriyeli mülteciler aracılığıyla çocuk felci virüsünün yeniden salgın olma olasılığının olması kanımı donduruyor.
Bu virüsü kapan her çocuğun kendim gibi bir sürü ayrımcılıkla karşılaşacağını hissetmek güneşsiz ve koyu karanlık…
Hazırlıksız yakalanmak kış ortasında çırılçıplak kalmak gibi…
Kimsesizliğin limanlarında demirleyip masmavi denizlere karışamamak çürümenin adı…
Tedbirsizliğe kurban edilmek cehennem fırtınası!
En büyük ahlaksızlık
Masumların yaşamını bitirmek en büyük ahlaksızlık… Çünkü sosyal devlet insan yaşamına ilişkin her türlü soruna el koyup çözüm üretmekle sorumludur. Devlet birey için vardır. Eğer bunun aksi söz konusu ise, orada bir yönetimden söz edilemez.
Hangi ülkeden olursa olsun, çocukların 21. yüzyılda baş edilebilir bir hastalık olan çocuk felcinden dolayı sakat kalmaları beni fazlaca üzüyor.
Yaşanmamış anlar
Öteki olmanın yalnızlığını, ıssızlığını çok iyi biliyorum çünkü.
Sağlıklı olduklarıyla övünüp kendi gerçekliğinde yaşayanlar, bizlere bakıp bakıp haline şükrediyor.
Bu yaşam ustaları, yarattıkları cehennemimizin başrol oyuncuları. Bizler de figüranları.
Neşe ve sevinç onların, acı ve hüzün bizim.
Ne dünya ama!
Yaşanmamış anlar biriktiriyoruz torbamızda.
Çorak topraklara sürgün ediliyoruz.
Adil olmayan yaşam
Halen kanayan yaralarım var.
Anılarım eksik ve bozuk…
Terazinin bir tarafına tedbirsizlik, sorumsuzluk, umursamazlığı koyduğumda hiç de adil gelmiyor yaşam…
Bu dünyadaki adaletsizliklere isyanım…
Adil olmamaya karşı bir aşı yok.
Ama çocuk felcinin aşısı var. Lütfen çocuklarınızı aşı yaptırın.
Eksik ve bozuk kalmasın anıları… Yaşamı anımsayın.