12 Eylül’de yaşanan işkence olaylarıyla ilgili ilk soruşturma başlatıldı

1980 yılında Orgeneral Kenan Evren tarafından gerçekleştirilen devlete yönetimine el koyma girişiminin akabinde Diyarbakır Askeri Cezaevinde gerçekleştiği iddia edilen işkence sonucu 15 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylarla ilgili soruşturma, Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından başlatıldı. Ayrıca bahsi geçen askeri darbe döneminde yakınlarını kaybeden 165 kişinin bulunduğu suç duyurularına ilişkin evrak da, Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliği tarafından ayırıldı. Dosya Başsavcıvekilliği tarafından “‘görevsizlik” kararı verilerek, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.

Görevsizlik kararında, Diyarbakır Askeri Cezaevinde hayatını kaybettiği belirtilen Necmettin Büyükkaya, Ramazan Yayan, Remzi Aytürk, Aziz Büyükertaş, Önder Demirok, Mehmet Emin Akpınar, Medet Özbadem, Ali Sarıbal, Celal Paydaş, Bedii Tan, Kenan Gürsoy, Seyfettin Sak, Aziz Özbay, Hayri Durmuş ve Mazlum Doğan ”maktul” olarak yer aldı.

MÜŞTEKİLERİN BEYANLARI

Tam 165 kişinin şikayetçi, yani müşteki olduğu işkence olayları gerçekten kan dondurucu nitelikte.

Karara göre, müşteki Adem Ender Avcıkıran, şikayetinde, cezaevinde 70-75 yaşlarında Türkçe bilmeyen Aziz Büyükertaş’ın koğuş numarasını hatırlamayarak askerleri yanlış koğuşa götürdüğü için 8-10 asker tarafından dövülerek öldürüldüğünü kaydetti.

Müşteki Emin Yiğit, Remzi Aytürk’ün; müştekiler Osman Aydın ve Sadık Kaplan, Önder Demirok’un; Müşteki Suphi Karataş da Mehmet Emin Akpınar adlı Mardinli kişinin öldürüldüğünü beyan etti.

Müşteki Memet Takar, Medet Özbadem’in; müşteki Mehmet Naim Işık da Ali Sarıbal’ın gözünün önünde öldürüldüğünü belirtti.

Müşteki Recep Şeftalidalı da şikayetinde Bedii Tan’ın havalandırma noktasında cop ve kalasla dövülerek öldürüldüğünü anlattı.

Müşteki Senai Çelik ise Kenan Gürsoy’un işkenceyle öldürüldüğünü ifade etti.

Görüldüğü gibi 12 Eylül askeri darbesi döneminde yüzlerce suçsuz, sırf rejimi korumak adına insafsızca işkencelere maruz bırakıldı. Türk sinemasında da “eve dönüş yolu”, “babam ve oğlum” gibi filmlerde atıfta bulunulan bu askeri darbe dönemi, ne acıdır ki ülkemizin ciddi manada gerilemesine ve en az 30 yıl kaybetmesine sebebiyet vermiştir.

Yorum yapın