Üstelik kadınlarda erkeklerden 4 kat daha çok görülen bir rahatsızlıkla karşı karşıya kalınabilir! “sinirin yakınındaki yapıların basısı nedeni ile ve sinir basıları sonucu oluşan hastalıklar sinir sıkışıklıklarıdır ‘ ‘…
konya selçuk Üniversitesi selçuklu tıp fakültesi hastanesi beyin, omurilik ve sinir cerrahisi ana bilim dalı Öğretim Üyesi yrd. doç. dr. hülagü kaptan, sinir sıkışıklığına ilişkin açıklamalarda bulundu. kaptan, ” sinirin yakınındaki yapıların basısı sebebiyle ve sinir basıları neticesi meydana gelen hastalıklar sinir sıkışıklıklarıdır”dedi.
Sik rastlanan tuzak nÖropatİler
Kaptan, ”sinirin yakınındaki tekrarlayan travmalar en sık nedenlerdendir. Basıya uğrayan sinir çevresindeki hassasiyet ve ağrı fazlaca görülebilmektedir. Bel ve boyun fıtığı ile karışabilme potansiyelleri sebebiyle dikkat etmek lazımdır. Geceleri çoğalması ve istirahatte de devamı sıktır. Diabet, hipotiroid ( Endokrin bozukluklar ) Ve romatoid artrit ile sık görülmektedir. En sık rastlanılan tuzak nöropatilerdir ”diye belirtti.
Dİabete dİkkat!
En sıkça görülmekte olan tuzak nöropatisinin karpal tunel sendromu olduğunu anlatan yrd. Doç. Dr. Hülagü kaptan ‘el bileğindeki sinir sıkışıklığıdır. 35-60 yaşlarında ve kadınlarda daha sık görülebilmektedir. Kadınlarda erkeklerden 4 kat daha çok görülebilmektedir. Hangi el daha ziyade kullanılıyorsa o elde daha sıktır. Çoğunlukla 2 el beraber tutulur. Tüneldeki daralmalar bu sıkışıklığa sebep olmaktadır.
Sebepleri arasında farklı faktörlerin beraber rolü mevcuttur. El bileğinin sık kullanımı ( Pc klavyesi veya daktilo yazmak gibi, titreşim saçan el aletlerini kullananlar gibi ) , yapısal olarak kanalın darlığı, bilekteki çıkık ve kırık, bu bölgedeki sinir ve kemik tümörleri, şişmanlık, devamlı travmalar, gebelik, çay ve kahve tüketiminin fazlalığı, laktasyon ( Emzirme ) , menapoz, diabet, hipotiroidi, büyüme hormonunun yükselmesi, vitamin azlığı ve romatoid artrit gibi hastalıklar. Antikoagülan ( Kabaca kan sulandırıcı ) Ve oral kontraseptifler ( Doğum kontroller ) Haplarının kullanılmasıda nedenler aralığındadır. Böbrek yetersizliği sebebiyle dialize giren hastalarda fistülün olduğu el bileğide bu sendrom için daha riskli bir hal almış olur. Karpal tünel sendromu, diabetik hastalarda olağan populasyona göre üç kat görülmekedir. Bu sebeple diabete hususiyetle dikkat etmek lazımdır. ”diye uyarıda bulundu.
KiŞin artabİlİyor
Kaptan sinir sıkışıklığında ağrı ve uyuşma en sık rastlanan yakınmalardır diye söyledi. Kaptan ‘hasta hususiyetle sabahları bulunan ellerindeki hareket kısıtlılığı, uyuşma ve şişlik hissiden yakınmaktadır. Bu yakınmalar rahatsızlığın ilk zamanlarında gün içerisinde azalır. Uykudan ağrı veya uyuşmuş el ile uyanmak ve ellerinin sallanması ile ağrının veya uyuşukluğun hafiflemesi tipiktir. İlerlemiş olgularda deride kuruluk ve solukluk; El bileği ve başparmak çevresinde kuvvetsizlik ve kas erimesine rastlanabilir. Yakınmalar mevsimsel özellik gösterebilir yazın azalıp, kışın artabilmektedir. ”şeklinde belirtti.
Tedavinin gayesi ve süresi hususunda da konuşan konya selçuk Üniversitesi selçuklu tıp fakültesi hastanesi beyin, omurilik ve sinir cerrahisi ana bilim dalı Öğretim Üyesi yrd. Doç. Dr. Hülagü kaptan, ”muayene ve emg ( Elektromyografi ) ilk yapılması gerekenlerdir. Emg? Nin tanı değeri epey fazladır. Emg bu bölgede sinir iletim hızlarının yavaşladığı görülmekedir. Kan tahlillerinden, hususiyetle kan şekeri ve tiroid hormonu ayırıcı tanıda bize yardımcı olmaktadır. Böylece diabet ve hipotiroidi tanıları ekarte edilmiş olur. Tedavide maksat hastayı en kısa sürede günlük yaşantısına döndürmek olmalıdır. Hafif olgularda istirahat, kabaca ağrı kesiciler ve el bileği spliti ( Bileği sabit tutmaya yarayan sargı ) Kullanılmaktadır. Tedavinin gayesi; Ağrısını dindirmek ve varsa kas gücü kaybını önlemekten geçmektedir. Çoğunlukla ilaç olarak ağrı kesici olarak kullanılmakta olup için; Bu tedavi edici değil geçici bir çözümdür. Yalnız son senelerde nöropatik ağrı değerlendirilmesi neticesinde, kullanılmakta olan gabapentin çok müspet geri dönüşler almaktayız. ”Şeklinde konuştu.
Kaptan ‘bu tedavi şekilleri ile cevap alınmayan hastalarda cerrahi alternatif değerlendirilmelidir. 1- 1.5 cm lik bir kesi ve lokal anestesi ile cerrahi girişim gerçekleştirilmektedir. Bası ortadan kaldırılmaktadır. Sonuçlar oldukça olumludur. ”.