İnsani değerlerin yerini paraya bıraktığı kapitalist dünya düzeninde, paran kadar konuşur, paran kadar yaşar, paran kadar var olursun düşüncesi hakim düşünce olmuşken, insana dair acıma, vicdan, doğru-yanlış gibi duygular bastırılmış, yok edilmeye yüz tutmuş adeta “nesli kesilmiş” duygular olarak anılmaya başlayacak kadar vahim bir tablo karşısında kaldığımız 21. yuzyıl dünyasında yaşıyoruz.
Paranın kutsal değer olarak kabul gördüğü, para için tüm yolların mübah sayıldığı bu acımasız düzende, ezilenler daha fazla ezilmeye, sömürülenler daha fazla sömürülmeye başlamıştır. İşin en acı tarafı ise, bazen bu sömürü düzeni kapitalist düzenin yok etmeye çalıştığı vicdan ve acıma duyguları üzerinden yapılıyor.
Çoğumuz bu duruma zaman şahit olmuşuzdur. Sokakta gezinirken, bir bankanın veya caminin önünde dilenen engelli çocuklara. Dilenen engelli çocuklar tabiri yerine DİLENDİRİLEN tabirini kullanmamız daha doğru olacaktır. Çünkü bu çocukların hiç birinin kendi rızasıyla bu işi yaptığı düşünülemez. Anne, babaları veya yakın akrabaları tarafından dilendirilirler. Bazı zaman ise bu iş profesyonel bir sektör haline dönüşür ve sırf bu iş için organize çeteler kurulur. Engelli çocuklar bir şekilde ailelerinden alınarak dilendirilir, engelli çocuk bulunamazsa elde mevcut olan çocuklara engelli rolu yapması öğretilir.
Bunlar görünür, bilinir dilendirilicik yollarıdır. Birde amiyane tabiriyle çaktırmadan yapılan dilendirilicilik yöntemleri vardır. Bu yönteme modern dilendiricilik yöntemi diyebiliriz. Bu sistem nasıl yürütüyor?
Ne üdüğü belirsiz, kim oldukları bilinmeyen kişi yada gruplar ellerinde bir deste dergi veya kitapla sokaklara çıkarak bu dergi ve kitapları satarak engellilere yardım edileceğini söylerler. Yardımın nasıl ne şekilde yapılacağı asla bilinmez. Adı yardım ya…. Ve cümlenin devamında gelen “engellilere yardım” sözcüğüyle birleşince vicdanları kadar aklı çalışmayan kişiler tarafından bir sorgulamaya tabi tutulmadan kesenin ağzı açılır.
Kısaca özetlemek gerekirse; engelliler rant kapısı olarak kullanılıyor. Bize düşen görev bu düzenin çarklarına çomak sokmak, bu ve benzer davranışlara asla duygusallığa kapılmadan gerekli tepkiyi vermemizdir.
Unutmayın sizin tamamen iyi niyetle verdiğiniz paralar asla gerçek sahiplerine ulaşmıyor. Eğer vicdanınız engellilere yapılan haksızlıklar karşısında rahatsız oluyorsa, bu rahatsızlığı gidermek için başka yollar denemelisiniz.