Bundan 12 yıl önce engelli olan bir yakını konservatuvara alınmadığı için büyük üzüntü yaşayan ve o andan itibaren tüm yaşamını engellilere adayan Antalyalı Hülya Bostanoğlu, açtığı sanat evini, bedensel ve zihinsel engelliler için umut ve neşe kaynağına dönüştürdü. Engellilerin ‘Hülya Anne’ diye seslendiği Bostanoğlu, onlar için koro kurdu ve konserler vermeye başladı. Bununla yetinmeyen Hülya Bostanoğlu, 61 yaşına rağmen bitmeyen enerjisiyle engellilere bilgisayar, İngilizce, resim, hediyelik eşya, ahşap boyama, seramik ve takı tasarımı dersleri vermeye sabırla devam ediyor.
Bedensel ve zihinsel engelli gençlerin ve yetişkinlerin daha kapıda sevinç çığlıkları attığı ve gün boyu mutluluk içinde şarkılar söylediği sanat evi, zihinsel engelli çocukların aileleri tarafından ‘Melekler Evi’ olarak tanımlanıyor. Hülya Bostanoğlu da bu nitelendirmeyi hak edercesine, tespit edebildiği engelli çocukların evlerini kapı kapı dolaşıyor ve onları sanat evine kazandırmaya çalışıyor. 50 yaşından sonra konservatuvara başlayan, 5 yıllık eğitimin ardından engellilere yönelik sanat eğitimlerine başlayan Bostanoğlu, müzik eğitiminin yanı sıra, ‘Canlarım’ dediği öğrencilerine pasta ve kurabiye yapmayı da öğretiyor.
Engellilerle çalışırken karşılaştığı en büyük engelin ise ‘utanan anneler’ olduğunu belirten Bostanoğlu, onlara şu çağrıyı yapıyor: “Sizlere rica ediyorum, bırakın yavrularımız dışarı çıksınlar. Evlere kapatmayın onları. Kimseden de utanmayın. Sanat evimize gelsinler, kendileriyle aynı kaderi paylaşan diğer yavrularımızla birlikte şarkılar söyleyip, kurabiyeler yapsınlar. Sonra da oturup, o kurabiyeleri bir güzel yiyelim. Yavrunuzu neşe içinde gördüğünüzde, hayatın herşeye rağmen çok güzel ve yaşamaya değer olduğunu anlayacaksınız. Yavrularınızın, 1 saat bile olsa, burada yapacağı sohbetle muhteşem bir enerji depoladığını göreceksiniz.”