Güzel bir sakız 8 mart. Ambalajı kadın tabii. Nasıl güzel olmasın?
Bir hevesle her sene açılır o sakız; geçici tatlara düşkünler tarafından. Atılır ağızdan ağza. Gün boyu çiğnenir, çiğnenir. Günün sonunda aroması, şekeri bittiği için onun da işi bitmiştir. Hoyratça tükürülür, gidilir.
Kendi başına kalır ortada. İsterim ki o halinle bile onu kakalamak isteyenlerin, kadını kapı ardına atmak gayretinde olanların, onu bile bile ölüme yollayanların o hiç susmaz gagalarına yapışsın da bir daha hiç açılamasın o gagalar.
O gün her sahte “kadınım” nidası, kadın tarafında “ yandım” a dönüşüyor.
İki pohpoh, dört şakşak, çiçek, pasta… Kandırmaca, kandırmaca…
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’dür; hatırlatırım.
Kadınların sorunları var.
Hem de çok…
Emekleri kadar çok…
Hayalleri kadar çok…
Bu sorunların halledilmesi için de kadınların öldürülmemeleri, en başta “canlı” olmaları gerekiyor. Yaşamaları diyemiyorum. Sorunları yüzünden yaşamaktan bihaber kadınlarımız o kadar çok ki. Kadını yaşayan ölü yapanlar arsız arsız onun kulağına “senede bir gün” şarkısını söyleyip duruyorlar yıllardır.
Bu zihniyetler yolda gördükleri kadınların eline bir karanfil tutuşturarak günü güya kutladıklarını (ki kutlanmak için değil acı bir anı üzerinden mesaj vermek için kabul edilmiştir o gün) sanadursunlar ara ara farkında olmadan beyinlerindeki ağızlarına geliyor ve kusup kusup duruyorlar.
Bilmezler ki bir gün kendi kusmuklarında boğulacaklar…