İtiraf ediyorum. Bugünkü durumumu bir kız lisesinde okumama bağlıyorum. Kuralları katı, notları kıt ama Türkiye çapında parmakla gösterilen bir kız lisesinde okudum. Arkadaşlarımı hala unutmam. Oldukça rahattık. Örneğin en samimi olduğum arkadaşım bacağına yazardı kopyayı. Sınavda açar açar bakardı. Erkek arkadaşlar olsa böyle yapabilir miydi? Ya da kızlar bazı konuları rahat rahat konuşurduk. Yine erkek arkadaşlarımız olsa onları da konuşamazdık. Yani kızlı erkekli okumak iddia edildiği gibi ortamı daha laçka yapan bir durum değildir. Ben yaşadım biliyorum. Gelgelelim senin bugünkü durumun niye o günlere bağlı derseniz.
Sudan çıkmış balık gibiydim liseyi bitirdiğimde. Öyle gezme tozma yoktu bizim ailede. Evden okula okuldan gittim durdum üç sene. Zaten dersler zor. Yani sıkıcı ve tutucu günler silsilesi içindeydim.
Üniversitede o zamanlar iki üniversiteden birini tercih etme durumu söz konusuydu. Ben hem evimizin çok yakınındaki Marmara Üniversitesi İngilizce öğretmenliğini hem de İstanbul Üniversitesi gazetecilik bölümünü kazanmıştım. İstanbul Üniversitesi’ne şimdiki gibi bizim evden iki saatten gidiliyordu. Önce Marmara Üniversitesi’ne gittik babamla. Daha bismillah kapısından girdik babam bana baktı ben babama. Çünkü kızlar erkekler birbirlerine bir karış mesafeli bir şekilde oturuyorlardı bahçede. Bu durum bana o kadar ters geldi ki o zamanlar. Bu düşüncemi bir kız lisesinde kız-erkek arkadaşlığı nedir bilmeden geçirdiğim senelere bağlıyorum. Aynı düşünceleri paylaştığımız babamın gözlerinden okunuyordu. Daha sonra İstanbul Üniversitesi’ne gittik. Gazetecilik binası zaten bahçesi olmayan kuytu bir köşedeydi. Marmara Üniversitesi gibi manzaralar da görmedik orada.
Düşündüm; ben iki saatte okula giderim çıkınca yemeğimi yerim iki saatte de dönerim. Çok iyi geldi bu fikir benim gibi birine. Evet evet, ben gazetecilik okumalıydım. Biraz da İngilizce öğretmeni olursam tayinimin çıktığı yere de yollamaz ailem beni diye düşünerek gazetecilik okudum. Şimdiki gibi değildi karakterim o zamanlar. Mesleğimi yapmaya teşebbüs etmememin sebebini buna bağlıyorum.
Yani burada kız lisesinde okumanın verdiği bir zincirleme olay örgüsü içinde hayatım devam etti. Tabii zaman insanı öyle yoğuruyor ki hayretler içinde kalıyorsunuz yaşadıklarınıza.
Özetle diyorum ki yanlış yoldasınız arkadaş. Belki şimdi gençler bizim gibi değiller ama kız-erkek arkadaşlığı sizin düşündüğünüz gibi vücudun alt tarafıyla olmuyor. Beyin denen bir şey var. Hani o cevize benzeyen. Onun için ceviz yemeyi öneriyor uzmanlar. Ben üniversiteden beri yiyorum. Tavsiye ederim siz de yiyin. Faydası olur belki.