Şenol Şahin 39 Yaşında. İlk, orta ve lise eğitimini konyada yaptı. Dışardan (AÖF) kamu yönetimini bitirdi. 2000 yılında Kas hastası oldu. Halen Konya merkezde yaşıyor.
Bize biraz hastalığınızdan bahsedermisiniz? Hastalığın sizdeki ilk belirtileri ne oldu, hastalığınıza ilk teşhis konulduğunda neler hissettiniz?
Teşhis konulmadan önce yolunda gitmeyen bişeyler olduğunun farkındaydım. Çok çabuk yorulmaya başlamıştım. Daha önce çok aktif biri olmama rağmen son yıllarda (teşhisin konulmasından 1-2 yıl önce) biraz uzun yol yürüsem hemen yorulur olmuştum. İlk başlarda bunun nedenini “sigara içmeme” bağlamıştım. Ama bir türlü DR a gitmedim. Hastalık iyice kendini gösterince gitmek zorunda kaldım. Bir yığın test yapıldı. Sonuçta “kas hastalığı” teşhisi konuldu. Teşhis konulunca üzülmek yerine sevinmiş, “demekki bu yüzden yoruluyordum, iyi bir tedavi görürsem bu yorulmalardan kurtulurum” diye düşünmüştüm. Tabi düşündüğüm gibi olmadı. Aradan geçen 10 yıl içinde iyleşmek bir yana “tekerlekli sandalye” kullanmak zorunda kaldım.
Hastalığınızda hızlı bir ilerleme olmuş. Bu durum sizin pskolojinizi nasıl etkiledi? Zaman zaman isyanlarınız oldumu?
Yoğun bir şekilde duygu gelgitleri yaşıyorum. Bir günüm diğerine uymaz. Bir gün hastalığıyla dalga geçen biriyim, ertesi gün somurtkan lanet bir herif oluyorum. Bir ara anti depresan ilaçları kullanmak zorunda kaldım. Şimdilerde kullanmıyorum artık. Hastalığa alıştığımdan değil bir şekilde bu durumu kabullenmek zorunda kalıyorsunuz. 2-3 yıl yoğun bir şekilde kas hastalığına “alternatif tedavi yöntemlerini” araştırdım. Bu konuda çok iddialı olduğunu söyleyen 4-5 herbalist’le görüştüm verdikleri tedaviyi uyguladım. Ne yazıkki hiç birinden olumlu sonuç alamadık. İşin gerceği kas hastalığında modern tıbbında alternatif tıbbında yapabileceği fazla bir şey yok. Bu işin içinde olan kendi çapımda yaptığım araştırmalar sonucu ben bu kanaate vardım.
Kas hastası olmadan önceki, yaşama bakış açınızla, kas hastası olduktan sonra yaşama bakış açınızda değişiklik oldu mu? Olduysa bu değişikler nedir? Hastalık öncesi ve sonrası sosyal yaşamınızda neler değişti? Mutlaka hastalığın sizden götürdükleri vardır. Geriye dönüp baktığınızda size kattığı bir şeyler olduğunu düşünüyormusunuz?
Hastalık öncesi ve sonrası diye kendi hayatımı ikiye ayırıyorum. İster istemez yaşantınız 180 derece değişiyor. Önceleri içi içine sığmayan, sürekli hareket halinde olan, geleceği dair bi ton hayaller kuran biriydim. Hastalıktan sonra artık gelecek hakkında planlamada bulunamıyorsunuz. Yaşadığım her gün piyangodan deyip o günün tadını çıkarmaya çalışıyorum. Hastalıktan önce çok aktif bir sosyal yaşamım vardı. Evi otel niyetine kullanır, sürekli dışarlarda arkadaşlarla bir yerlerde toplanır çeşitli faliyetlerde bulunurduk. Şimdiyse evden dışarı bile çıkamıyorum. Hastalık benden çok şey götürdü. Bana kattıkları noktasında birazdaha hayatın anlamını sorgulmaya başladım. Bu iyi bişeymi bilmiyorum ama keşke ne bu sorguyu yapsydım nede kas hastası olsaydım diyorum…
Günleriniz nasıl geçiyor? Ortalama bi 24 saatinizi kısaca anlatırmısınız?
Her gün 1-2 saat kitap okurum. Okumayı çok seviyorum. Onun dışında, günlük 3-4 saat özellikle geçe belli bir saatten sonra internete girerim. Engellilerle ilgili siteler başta olmak üzere (tabi bu sitelerin başında Engelliler.Gen.Tr geliyor) günlük takip ettiğim sitelere bakarım. Şiir yazarım. Elimde 350-400 şiirden oluşan bir şiir arşivim var. Bunları kitap olarak bastırmayı düşünüyorum. Zorunlu haller dışında neredeyse hiç dışarı çıkmıyorum. Dışarı çıkıp sokaklarda tekerlekli sandalyemle gezebilmem için birinin bana yardımcı olması gerekiyor. Ne yazıkki sokaklar çok bozuk. Tekerlekli sandalyemi itekleyecek beni gezdirecek bir yakınımdan yok açıkcası. Bu nedenle hep kapalı mekandayım. Dışarıyla tek bağlantım odamın pençeresi diyebilirim.