Doğaya en büyük zararı veren canlı türü olan insan, doğaya verdiği zararın aslında kendisine verdiği zarar olduğunun farkında değil. Ünlü bir kızıl dereli atasözü derki; “Son ağaç kesildiğinde, son nehir zehirlendiğinde, son balık yakalandığında, banknotlarınızın karın doyurmayacağını anlayacaksınız.”
Nükleer santrellerin güvenli olduğunu söyleyenler japonya’da tusunami sonrası japonya’da bulunan nükleer santrellerin ne denli ölümcül olacağı ve geri dönüşü olmayan bir hata olduğunu acıda olsa anladılar. Kendi elleriyle kendi sonunu hazırlayan insanoğlu ne yazıkki ne yaşanan acı tecrübelerden ders alıyor, nede doğayı katletmekten vaz geçiyor.
Bunun son örneğini Trabzon’un Çaykara İlçesine bağlı Karaçam beldesinde yaşıyoruz. Solaklı deresi üzerine kurulacak HES Hidro Elektirik Santralinin bölge halkına istihtam sağlayacağı söylensede, bölge halkı yörenin doğal yapısının geri dönüşümü olmayan bir şekilde tahrip edeceğini düşünerek HES‘e karşı çıkıyor…
Yöre halkı bu güne kadar çalışmaları engellemek için sayısız eylem yaptı. Koca koca iş makinalarına vucutlarını siper edeb yöre halkı bu doğa katliamına direnirken, çeşitli çevre örgütleride kendilerine destek vermek amacıyla zaman zaman eylemlere katılıyorlar…
Tarabzon’daki HES çatışmasının video görüntüleri
http://youtu.be/N6xUQJX2K2Q