Dünya Savaşları’nın yaşandığı dönemde kullanılan tek kitle iletişim aracı olan Radyo, teknolojinin gelişmesi ve tahtını televizyona bırakmasından sonra çoğunlukla bir süs eşyası ve mp3 çalarlarda ekstra bir özellik olarak kullanılmaya başlandı. İşte Türkiye’de Radyo Yayıncılığı’nın kısa bir tarihçesi:
Türkiye’de Radyo Yayıncılığı (1927–1994)
Türkiye’de radyo yayıncılığı, dünyadaki ilk radyo yayınlarından bir kaç yıl sonra 1927 yılında bir şirket kurulması ile başlatılmıştır. Şirketin ortakları arasında Türkiye İş Bankası, Anadolu Ajansı gibi iki kamu kuruluşu yer almıştır. Şirketin çalışma yöntemi ve hükümetle yapılan 10 yıllık anlaşmanın, BBC ile aynı olması ilginç bir rastlantı! BBC bugün yine bir şirket statüsünde ve birçok ülkede kamu yayın kuruluşları şirketleşmiş olarak yayına devam ederken ülkemizde kamu yayın kuruluşu olarak kurulmuş olan TRT kuruluşundan beri bu kadar yıl geçmiş olmasına rağmen (1937 yılına kadar ülkemizdeki yayınlar bir şirket tarafından sürdürülmüş olduğu halde) bugün hala aynı statüde kalmıştır.
1927-1936 Şirket Dönemi Radyoculuğu
Yurdumuzdaki ilk radyo yayını Telsiz Telefon Türk A.Ş. tarafından İstanbul ve Ankara’da 1927 yılında başlatılmıştır. Bu radyo yayını, İstanbul´da Büyük Postane’de bir odadan postane kapısı üzerine kurulan bir verici ile halka müzik dinletilerek,
Ankara´da ise Ankara Palas´ın bodrum katında bir odadan,
5 kW gücünde bir Fransız şirketine ait iki adet verici ile yapılmıştır.
1936 yılında radyo yayınlarının çağdaş radyoların düzeyine ulaşması sağlanamadığı için şirketin sözleşme yenileme isteği kabul edilmemiştir. Aynı yıl çıkarılan bir kararname ile radyo yayınları devlet eliyle yürütülmeye başlamıştır. Şirketin tasfiyesine karar verilerek şirketin vericileri PTT’ye devredilmiştir. Radyoculukta şirket dönemine bir daha dönülmemek üzere devlet kontrolünde yayıncılığa geçilmiştir.
1936-1940 PTT Dönemi Radyoculuğu
Devlet tarafından 120 kW gücünde Etimesgut´ta Türkiye´deki ilk güçlü verici kurularak 1938 yılında Ankara Radyosu bugünkü binasında yayına geçmiştir. O yıllarda Avrupa´da 100 kW üstünde 36 verici bulunuyordu. 120 kW´lık uzun dalga Ankara vericisi, Avrupa ülkeleri radyo vericileri arasında ilk sıralarda yer almıştır.
1939 yılında Ankara´da 20 kW gücünde kısa dalga vericiden yabancı ülkelere yönelik yabancı dilde haber bültenlerinden oluşan dış yayıncılık uygulaması başlatılmıştır. İkinci Dünya Savaşı yıllarının koşulları, tüm dünyada radyo yayıncılığına önem kazandırmıştır. T.C. Hükümeti de bu yayınların 22 Mayıs 1940 tarihinde kabul edilen 3837 sayılı kanun ile yeni kurulan Matbuat Umum Müdürlüğü’ne devredilmesini uygun görmüştür.
Televizyonun Türkiye’deki tarihçesine kısaca bir değinmek istersek…
Türkiyede ilk televizyon yayınları, İstanbul Teknik Üniversitesi başlattı. Yayınlarla ilgili çalışmalara 1950 yılında geçildi. Projenin uygulama alanına girmesi, verici cihazlarının gelmesi 1952’de tamamlandı. Aynı yıl da yayına geçildi. Yayınlar, cihazların yetersiz oluşu ya da tahsisat yokluğu nedenleriyle daha çok stüdyo çalışmalarıydı.
Ancak, bir keresinde kamera, Taşkışla’daki Teknik Üniversite binasının damına çıkarıldı ve Mithatpaşa Stadyumu’nda oynanan bir futbol maçı, oradan görülebildiği kadarıyla seyircilere iletildi. Teknik Üniversite’nin yayınlarını izleyenlerin sayısını kesin olarak söylemek mümkün değildi.Zira, TV sahiplerinden hiçbirinin PTT’ye kaydı yoktu.
Bununla birlikte, İstanbul’da o yıllarda 2 bin televizyon alıcısının bulunduğu tahmin
ediliyor. Her cihazın en azından 5 kişi tarafından seyredildiği düşünülürse, Teknik Üniversite’nin televizyon yayınlarım 10 bin kişinin izlediği söylenebilir. TV yayınlarının yayın çevresi de kesin olarak bilinmiyordu. Ancak, yayınların İstanbul yakasında Yeşilköy’e, Anadolu yakasında da Suadiye’ye kadar uzandığı sanılıyor. Üniversite’nin televizyon vericisinin gücü de oldukça düşük: 50 watt. Oysa, ciddi bir yayın için en azından 500 wattlık bir verici gerekmekteydi.TV yayınlarının büyük bölümünü canlı yayınlar oluşturuyordu. Bu yayınlara katılanların hemen hepsi, “gönüllü” sanatçılardı. Batı
Müziği bölümünü 25-30 kişilik bir senfoni orkestrası üzerine almıştı. Yayınlarda “tiyatro”
ve “sinema”mn da ayrı bir yeri vardı. Ali Esin’ in, harita üzerinde verdiği haftalık hava raporları hayli ilgi topluyordu.
TRT Televizyonu, 1964’te resmen kuruldu. İlk kuruluş yeri, Ankara’daki Mithatpaşa
Caddesi’nde bulunan stüdyo idi. 31 Ocak 1967 akşamı ilk resmi televizyon yayını, Ankara’da yapıldı. 1968’de Almanya’dan sağlanan 5 KW’lik verici ile kapalı yapılan yayınlar,devreden çıkarıldı. 31 Ocak 1968’de ise TV deneme yayınları haftada 3 gün olarak başladı. Bu deneme yayınları S. yıl sürdü. Yayınlar, 31 Ocak 1971’de 4 güne, 21 Haziran 1972’de de 5 güne çıkarıldı. 1971 Ekim’-inde İstanbul-İzmir-Ankara radyolink sistemi,TV nakline müsait hale geldi.TRT, Ankara programlarını 1 Aralık 1971 ‘de Çamlıca’daki PTT radyolink terminali vasıtasıyla İstanbul’a aktardı. Bu yayınlar, 26
Ağustos 1972’ye kadar İstanbul seyircisine yine İstanbul Teknik Üniversitesi Televizyonu aracılığıyla seyrettirildi. 30 Ağustos 1972’den itibaren ise Çamlıca’daki istasyon, 2.5 KW güçlü yayına geçti.TV’nin kendi ürettiği programlar, yayınların
yüzde 72’sini, dış kaynaklı yayınlar ise yüzde 28’ini teşkil ediyordu. Mahmut Tali Öngören, TRT’nin ilk Program Dairesi Başkanı ve Ankara Televizyonu’ nun ilk müdürü oldu.
Günümüzde en fazla kullanılan iletişim araçlarının başında gelen ve hemen her evde bulunan televizyon, yararı ve zararı noktasında tartışmalara sıkça konu oluyor.