Deprem olup enkaz altında kaldığınızı düşünün. Üstünüzde binlerce ton
beton yığınları var. Kendi başınıza çıkmanız mümkün değil oradan. Bir
köy, kasaba, ilçe ya da şehir yolunun kapandığını düşünün… Şehir içi
yollarda da olabilir kapalı olan … Neyle kapandığının önemi yok… Kar
olur, sel olur, çığ olur kapanma nedeni… Denizde dev dalgalar içinde
mahsur kalabilirsiniz mesela… Sellerin içinde kalan bir ufacık
‘’adacıktan’’ kurtarılmanız gerekebilir bazen de…
Uç örnekleri de çok vardır bu olayların… Adam/kadın paşa gönlünü
eğlemek, sevgilisiyle gezmek ve de kafasını dinlemek içinde dağlara
çıkıp oralarda da mahsur kalmış olabilir… İlla nedeninin afet olması
gerekmiyor yani… Bu tür olaylarda nedeni aranmaz hiçbir zaman…
Sorgulanmaz… Ne işi varmış orada denmez… Kendi salaklığı, çeksin
cezasını denmez…
Kedi, köpek hatta kuş için bile geçerli artık bu dediklerim… Keyfi ya
da doğal afet olduğu sorgulanmaz zorda kalmış insana yardım
edilirken… Trafik kazalarında, kazaya sebep olanda yardım görür…
İnsanlar kendi güçleri ile kurtulamazlar bu belalardan… O devlet
denilen, o toplum denilen örgütlü güç ve bilinçten yardım isterler…
Yardım istemek demek, zorda olduğunu duyurmak demektir… Bu yeterlidir…
Ayrıca yalvarmaya gerek yoktur, kurallara bağlı değildir… Denizdeysen
S.O.S, yangındaysan alo yangını araman yeter… Neyle karşı karşıyaysan o
ortak bilinç ve örgütlü güç’e haber vermen yeter… Devlet ve toplum
seferber olur… Maliyeti hiç düşünülmez…
Zorda olduğunu duyurmak yeterlidir harekete geçmesi için tüm
kurumların, sorumluların ve toplumun… Kime ne olursa olsun, duyurmak
yeterlidir… Yerel yönetimlere, örgütlü devlet güçlerine, görenlere,
duyanlara… Harekete geçmek zorundadır herkes… Böyle kodlanmıştır,
şartlanmıştır insan bilinci… İyi de olmuştur… Gidilir oraya, el
birliği ile zorda kalmış insanlar kurtarılır… Yeni yaşamları için önleri
açılır… Yaşaması, normal sayılana dönmesi için önü açılır
insanların… Hayvanlarında önü açılıyor artık diyelim…
Yardım isteyen için bütün bunlar HAK’tır… Yardım eden içinse
SORUMLULUK’tur… Toplum içinse VİCDANDIR… Yardım isteyen burada yardıma
geç gelinmesini eleştirebilir, az bulduğunda ve zararları doğduğunda
sorumlular hakkında dava bile açabilir… Bütün bunlar bilinçtir,
haktır, sorumluluktur ve hukukta yeri vardır… Önü tıkanan insanın önü
açılmalıdır… Evrensel değerler bunu gerektirir…
Engellilerin durumu aynıdır aslında… Onlarda en az diğer zorda
kalanlar kadar zordadırlar… S.O.S vermektedirler… İmdat! Evlerde
ölüyoruz demektedirler… Bu zindan yaşamdan bizleri kurtarın
demektedirler. Enkaz altındakiler kadar enkaz altındadırlar…
Yangındakiler kadar, dağda mahsur kalanlar kadar, denizdekiler kadar
zordadırlar… Evden hapishanelerinde suçsuz yere yatmaktadırlar…
Yaratılan kentlerde gördükleri, duydukları hiç bir şeye erişemiyorlar.
Camlardan bakıyorlar yaşama…
İmdat diyen insana ‘’önce şu işimi bitireyim, sonra geleceğim’’ diyemez
kimse… ‘’Niye hemen önünü açalım, acelen ne?’’ diyemez kimse…
‘’Dışarıda ne işin olabilir ki’’ diyemez kimse… Haklı bir neden öne
sürmek zorunda değil bu insanlar sokakta olmak için…
İşte bu Soruları soran herkesten uzak durmak lazım insan olarak… Bu
soruları soran ‘’insanlarla’’ tartışmamak lazım ayrıca… Böyle ikna
ediyorlar taş olmuş, duymaz olmuş vicdanlarını… Dağ başlarında mahsur
kalanlara ‘’onların ne işi var orada?’’ diyebiliyor mu bu insanlar?
Yaşam demek ev demek değil… Çıkabilmeli insan istediğinde…
Fütursuzca hem de… Hiç nedensiz hem de… Öyle yüce nedenler aramayın
dışarıda olmak için… Ayrıca anlasın herkes; kimseye ve kendilerine
zarar vermez bu insanlar. Tüm beklentileri, önlerinin açılmasıdır…
Sokağa çıkması için, eğitim alması için, işe girmesi içi, rahat
barınması için, önlerinin açılması gerekir… Ceplerinde parasının
olması gerekir… Sevmesi ve sevilebilmesi için ön yargılardan uzak
tutulmaları gerekir.
Önlerini açın engellediklerinizin… S.O.S veriyorlar… İmdat!
Diyorlar… Sizin aklınızın alabileceğinden daha zordalar… Siz ‘’iyisiniz
iyisiniz’’ demekle iyi olmuyor bu insanlar… Çok zordalar, saatli
bombaya dönmüş durumdalar… Önlerini açın lütfen…
Bütün işinizi gücünüzü bırakın lütfen… Bu işin zamana yayılması kadar
iğrenç bir düşünce olamaz… Taaaaki oynanacak her maça bir sağlam kadar
rahat gidebildiğinde diner bu acı.
Bu bilinç kollektif olduğunda biter bu acı…
OPET Engellilerin önünü açıyor örneğin; her şubesinde engelli rampaları
ve WC bulunuyor ve standart… Alanya belediyesi engellilerin önünü
açıyor örneğin; İşyerlerine ruhsat verirken engelliye uygun mu diye
bakıyor… Şükranlarımı sunuyorum. Mevcut her şeye erişimi sağlanmalı
engellilerin.