3 Aralık Dünya Engelliler Gününüz kutlu olsun.
Ne mutlu, ne kutlu bir gün…
Aralık ayındayız…
“Gündönümü ” mevsimindeyiz…
21 Aralık’tan sonra geceler kısalır gündüzler uzar…
Biz de aydınlığa evrildik yengeç dönencesinde…
Ekinoksa az kaldı eşitlik arifesinde…
Devletin bacısı, kardeşiyiz…
Meydanlarda ne de övgüye değer nutuklar atılıyor…
Uygulamaların yanlışlığı bir güzel çarpıtılıyor…
Dal budak salmış egemenlerin şakşakçıları…
Bu evrensel ahlakçıları alkışlamalı…
Buyruklar üzerine tartışmak özümüzde yok…
Tatlılıkla konuşana, sırtını sıvazlayana saygı çok…
Sakatlık partizancıları tutmuşlar köşe başlarını…
Bir partiye bağlanıp yan tutmalı…
Mevki-makam düşkünleri kendi çıkarlarına çalışıyor…
Yoksul sakat açlıktan çırpınıyor…
Toplum gözünde sakatlar irinli…
Köhnemiş anlayışlarla köreltilmeli bilinci…
Dışarı çıkamamak değil yoksunluk…
“Acıma duygusuyla” aşılır hoşnutsuzluk…
Siyasi arenada sakatlar sorumluluk alamaz…
Değersiz varlıklar yükselemez…
“Gerçek” hastalıklı olanları iyileştirmek…
Karşıtlık yaratıp “sağlam beden ideolojisi”ni meşru hale getirmek…
Engelliler toplumdan soyutlanmış…
Ekonomide devletin sırtına yük olanmış…
Engellinin yaşamı kısıtlanmış sakata ne!
Eyleme geçmek, birlik olmak tehlike!
Neyi kutluyoruz, neyi hoş karşılıyoruz?
Sayıyla, ölçülüp biçiliyoruz…
Tabii, her şey de bir denge…
Bu sevinci çok görme!
Her toz fırtına koparmaz…
“Döküntüler” kasırga başlatmaz…
Ne diyeyim, ne söyleyeyim…
Yokluk içinde ölene…
Geçirsinler tefeciler yaşamını eline…
Yasaklısın özgürlüğe koşmaya…
“Dilencisisin” ocağını başına yıkana…
Kısıtlıyım, kısıtlısın, kısıtlıyız büyük otlaklarda…
Öyleyse, kısıtlılığınız, özgürsüzlüğünüz, yoksunluğunuz, yoksulluğunuz kutlu ve mutlu olsun…
Nice 3 Aralık’lara…