Kapadokya

Kapadokya diyince gidip görmesek bile kartpostal veya resimlerinde gördüğümüz o eşsiz peribacaları aklımıza gelir.

Eşsiz güzelliklere sahip olan peribacaları kapadokyayı gezip görmüş olanlar bu güzelliğe daha derinli anlamlar yüklemektedir .Kapadokya da bulunan bu peribacaların içlerine evler , kiliseler yapılmış ve onları gözlerimizi kamaştıracak şekilde süslemişlerdir. Kapadokya bölgesi şu anki Nevşehir,Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerimizin aralarında kalan bir bölgededir.

Taşların bu kadar güzel ve kolay işlenebilmesinin sebebi volkanik bölgede bulunduğu için taşların yumuşayıp istedikleri şekli vermeleri mümkün bulunmaktaydı.Kapadokya aslında sadece peribacalarından ibaret değildir. Daha gezip görmeniz gereken bir sürü güzel yeri bulunmaktadır.

Size tavsiyem rehber eşlinde Kapadokyayı keşif etmenizdir. Çünkü bir çok doğal güzelliği kaçırabilirsiniz. Avonosu ile eski güzel bir köy özelliği taşıyan içine girdiğiniz de oranın havasına kapılıp bin bir çeşit hayellere kapılabileceğiniz Çavuşin’i ile o tarihi Çavuşin kilisesini gördüğünüzde gözlerinize inanamayacaksınız. Hacı Vektaş Velinin türbesini dergahını gezebilir oranın havasındanda tatabilirsiniz. Yer altı şehirleri ve bulunan kapalı açık hava müzeleriyle Kapadokyaya giden kişilerin hiç pişman olmayacaklarından eminiz.

Kapadokyanın biraz tarihine bakar isek tarihi önemide büyüktür. Kiliselerden de anlayacağımız gibi 2. yüzyılda hristayanlar bulunmuş ve 4. yüzyılda burada topluluk oluşmuşer ve hristiyanlık herkes tarafından benimsenmiştir.4 yüzyıldan 18.yüzyıla kadar olan gelişmelerede ulaşmak halen mümkündür.19. yüzyılda burada bulunan yunan halkı Lozan Barış Anlaşmasını imzalanması üzerine yunanıstana göç etmişlerdir.

Şu an bu yörede bulunan yerli halk ise orada geçimleri dokuma halılar , çömlekler yaparak sağlmakatadır. Kapadokyaya gittiğimizde bu el göz nurunu olan çanak, çömlke ve halılara bakmadan gitmemeliyiz.

“Kapadokya” üzerine bir yorum
Yorum yapın